×
Değerli âlim Abdurrahman b. Abdullah el-Cibrîn\’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: \”Örneğin Suudi Arabistan\’da hilal görüldüğü zaman diğer ülkelerin halklarının da oruç tutmaları gerekir mi? Yoksa her ülke halkı kendi ru’yetine (gözle görmeye) mi itibar eder?\”.

    SUUDİ ARABİSTAN'DA HİLAL GÖRÜLDÜĞÜ ZAMAN DİĞER ÜLKELERİN HALKLARININ DA ORUÇ TUTMALARI GEREKİR Mİ?

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Abdullah b. Abdurrahman el-Cibrîn

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2011 - 1432

    ﴿ إذا رؤي الهلال في المملكة هل يجب الصيام على أهل البلاد الأخرى؟ ﴾

    « باللغة التركية »

    عبد الله بن عبد الرحمن الجبرين

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2011 - 1432

    Soru:

    Örneğin Suudi Arabistan'da hilal görüldüğü zaman diğer ülkelerin halklarının da oruç tutmaları gerekir mi? Yoksa her ülke halkı kendi ru’yetine (gözle görmeye) mi itibar etmelidir?

    Cevap:

    Bu mesele ihtilaflıdır.

    Birinci görüşe göre bir ülkede hilal görüldüğü zaman diğer ülkelerin halklarının da oruç tutmaları gereklidir.

    Bu görüşte olanlar ayın tek bir ay olduğunu kabul etmişler ve hilalin farklı yerlerde doğmasına itibar etmemişlerdir.Hilal doğu bölgelerinde görüldüğü zaman batı bölgelerinin halkları da bu ru’yetle oruç tutarlar. Bunun tersi de böyledir.

    Bu görüşte olan şöyle demişlerdir:

    Hepsi müslüman oldukları ve hepsi tek bir dine inandıkları halde herhangi bir ülkenin ayının diğer bir ülkenin ayından önce başlayacağını nasıl kabul edebiliriz?

    İkinci görüşe göre her ülke halkı kendi ru’yetiyle yani hilali kendisi gördüğü zaman oruca başlar.

    Bazı âlimler bu görüştedirler. Değerli âlim Abdullah b. Humeyd bu görüşte olan âlimlerden birisidir. Bu konuda vuku bulan gerçekler ve hadislerle desteklediği bir kitapçık telif etmiştir.

    Bu görüş sahiplerinin delil olarak gösterdikleri hadislerden birisi Kureyb olayıdır. Kureyb,Şam’a bir yolculuk yapmıştı, sonra Ramazanın sonuna doğru Medine’ye dönmüştü.

    İbn-i Abbas ona:

    -Hilali ne zaman gördünüz? Diye sordu.

    Kureyb:

    -Onu Cuma gecesi gördük ve o gece oruca başladık, dedi.

    Sonra İbn-i Abbas tekrar:

    -Müminlerin emiri de oruca başladı mı? diye sordu.

    Kureyb:

    -Evet, dedi.

    Bunun üzerine İbn-i Abbas:

    -Fakat biz ancak Cumartesi gecesi hilali gördük ve o gece oruca başladık. Biz hilali görünceye veya ayı otuz güne tamamlayıncaya kadar oruç tutmaya devam edeceğiz, dedi.

    Kureyb:

    -Müminlerin emirinin hilali görmesi ve oruca başlaması sana yetmiyor mu? Diye sordu.

    İbn-i Abbas:

    -Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize böyle emretti, diye cevap verdi.

    Bu hadiste İbn-i Abbas, Şam halkı için kendi ru’yetlerini, Medine halkı için de kendi ru’yetlerini kabul etmektedir ve her belde halkının kendileri hilali gördükleri zaman oruca başlayacaklarını söylemiştir.

    Üçüncü görüşe göre, doğu bölgelerindeki halkın hilali görmesi batı bölgeleri halkının da görmesi demektir. Fakat bunun aksi geçerli değildir. Bunun sebebi, hilal doğuda görüldüğü zaman batıda da görülmesi gerekir ve bu kaçınılmazdır. Çünkü hilal batıdaki halkın gözünden kaybolmadan önce doğudaki halkın gözünden kaybolmaz.

    Şeyhulislam İbn-i Teymiye ve başka âlimler de bu görüştedirler.

    Tercih edilen görüş ikincisidir. Yani iki ülke arasında uzak bir mesafe olur da diğer ülkede hilali görmek mümkün olursa, her ülke için kendi gördüğü hilal geçerlidir. Uygulama buna göredir.

    Başarı, Allah Teâlâ'dandır.

    & & & & & &