×
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: "Bir kimse zekâtını hak sahibine verdiği zaman onun zekât olduğunu haber vermesi gerekir mi?"

    Zekâtını hak sahibine veren kimse onun zekât olduğunu haber vermeli midir?

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed b. Salih el-Useymîn

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2013 - 1434

    ﴿ هل يخبر من يعطي زكاته لمستحقها بأنها زكاة؟ ﴾

    « باللغة التركية »

    محمد بن صالح العثيمين

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2013 - 1434

    Soru:

    Bir kimse zekâtını hak sahibine verdiği zaman onun zekât olduğunu haber vermesi gerekir mi?

    Cevap:

    Bir kimse zekâtını muhtaç birisine verdiği zaman eğer bu kişi zekâtı reddeden ve kabul etmeyen birisi ise, bunun zekât olduğunu bilmesi için zekât veren kişinin onun zekât olduğunu alacak olan kişiye haber vermesi gerekir. O dilerse kabul eder, dilerse reddeder. Zekât almak onun âdeti ise, bunu haber vermeye gerek yoktur. Çünkü ona bunun zekât olduğunu söylemek bir nevi başa kakmak ve gönül kırmak olur.

    Oysa Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تُبۡطِلُواْ صَدَقَٰتِكُم بِٱلۡمَنِّ وَٱلۡأَذَىٰ كَٱلَّذِي يُنفِقُ مَالَهُۥ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۖ فَمَثَلُهُۥ كَمَثَلِ صَفۡوَانٍ عَلَيۡهِ تُرَابٞ فَأَصَابَهُۥ وَابِلٞ فَتَرَكَهُۥ صَلۡدٗاۖ لَّا يَقۡدِرُونَ عَلَىٰ شَيۡءٖ مِّمَّا كَسَبُواْۗ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡكَٰفِرِينَ ٢٦٤ ﴾ [ سورة البقرة الآية: ٢٦٤]

    "Ey îmân edenler! Allah'a ve âhiret gününe îmân etmediği hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak sûretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler.Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez."[1]

    & & & & & &

    [1] Bakara Sûresi: 264