×
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: "Hacamat yapanın, hacamat yaptıranın orucu bozulur" hadisi sahih midir? Bu hadisin anlamı nedir? Kan hakkındaki görüşünüz nedir?"

    Hacamat konusundaki hadis sahih midir?

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed b. Salih el-Useymîn

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2013 - 1434

    ﴿ هل حديث الحجامة صحيح؟ ﴾

    « باللغة التركية »

    محمد بن صالح العثيمين

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2013 - 1434

    Soru:

    "Hacamat yapanın, hacamat yaptıranın orucu bozulur" hadisi sahih midir?

    Bu hadisin anlamı nedir?

    Kan hakkındaki görüşünüz nedir?

    Cevap:

    Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Salat ve selam, Nebimiz Muhammed'e, onun âile halkına ve bütün ashâbının üzerine olsun.

    Bu soruya cevap olarak şunları söyleriz:

    Bu hadis sahihtir. İmam Ahmed ve başkaları bu hadisin sahih olduğunu belirtmişlerdir.

    Hadisin anlamı şudur:

    Oruçlu, başka birine hacamat yaparsa, onun orucu bozulur. Oruçluyu başka birisi hacamat yaparsa, onun da orucu bozulur.

    Çünkü hacamat yapan, bir başkasının vücudundan kanı (emerek) çıkarandır.Hacamat yaptıran ise kendisinden hacamat yoluyla kan çıkartılan kimsedir.

    Tutulan oruç farz bir oruç olursa,oruçlunun hacamat yapması câiz değildir.Çünkü hacamat, kendisine farz olan orucun bozulmasını gerektirir.Fakat kan, oruçlunun vücudunda aşırı derecede yükselir de ona zorluk verirse zaruretten dolayı oruçlunun hacamat yaptırması câiz olur. Böyle bir durumda hacamat yapmakta bir sakınca yoktur. Hacamat yaptırmakla artık orucunu bozmuş sayar ve bu günü kaza eder, günün kalan kısmında yer ve içer. Çünkü oruç bozmayı mubah kılan şer'i bir mazeret sebebiyle orucunu bozan kim olursa olsun, günün kalan kısmında yemesi ve içmesi câiz olur.Çünkü şari'in orucun bozulmasını mubah saydığı bu gün, şer'î deliller gereği oruç tutması ona farz değildir.

    Ayrıca bu münasebetle bir hususu hatırlatmak istiyorum:

    Bazıları bu konuda çok aşırı gitmektedirler. Hatta vücutlarında az bir kanın çıktığı basit bir çizik meydana geldiği zaman bununla oruçlarının bozulduğunu zannetmedirler. Fakat bu zan doğru değildir. Aksine biz deriz ki kanın çıkması, senin kendi fiilin ile olmadığı zaman kan ister az olsun, ister çok olsun, bunun senin orucuna hiçbir zararı olmaz.

    Faraza bir kimsenin burnu kanasa ve burnundan çok miktarda kan çıksa, orucuna zarar vermez.

    Veya bir yarası varsa ve bu yarasından çok kan çıksa, orucuna zarar vermez.

    Veyahut da trafik kazası geçirse ve kendisinden çok kan çıksa, ona zarar vermez ve orucu bozulmaz. Çünkü bu kan ondan iradesi dışında çıkmıştır. Fakat o bu kanı kendi iradesiyle çıkardığı zaman, bu kan, vücudun zayıf kalması ve kuvvetten düşmesi gibi hacamatın doğurduğu sonuçları doğurursa, orucu bozulur. Çünkü onunla hacamat arasında anlam yönünden hiçbir fark yoktur.

    Eğer kan önemsiz miktarda olur da vücut bundan etkilenmezse, bunun oruca bir zararı olmaz.

    Örneğin tahlil yaptırmak veya buna benzer bir amaçla kendisinden kanın çıkarılmasının da bir zararı olmaz ve bununla oruç bozulmaz.

    Allah Teâlâ'ya bilerek ibadet etmek için her insanın, Allah Teâlâ'nın, elçisine indirdiği hükümlerin sınırlarını bilmesi ve öğrenmesi gerekir.

    Başarıyı verecek olan Allah'tır."[1]

    & & & & & &

    [1] Muhammed b. Salih el-Useymîn'in Fetvâları, c: 1, s: 522-523