Dîni, -sakal gibi- kabuk (şekil) ve öz diye iki kısma ayırmanın hükmü
Kategoriler
Full Description
Dîni, -sakal gibi- kabuk (şekil) ve öz diye iki kısma ayırmanın hükmü
] Türkçe – Turkish – تركي [
Muhammed b. Salih el-Useymîn
Terceme : Muhammed Şahin
Tetkik : Ali Rıza Şahin
2013 - 1434
حكم تقسيم الدين إلى قشور ولب مثل اللحية
« باللغة التركية »
محمد بن صالح العثيمين
ترجمة: محمد مسلم شاهين
مراجعة: علي رضا شاهين
2013 - 1434
Soru:
Dîni, -sakal gibi- kabuk (şekil) ve öz diye iki kısma ayırmak doğru mudur?
Cevap:
Dîni, kabuk (şekil) ve öz diye iki kısma ayırmak, hatalı ve bâtıl bir taksimdir. Çünkü dînin tamamı özdür. Tamamı kul için yararlıdır. Tamamı kulu Allah -azze ve celle'ye yaklaştırır. Kişi hepsiyle sevap kazanır. Kişi îmânı ve Rabbine itaatinin artmasıyla dînin tamamından istifâde eder. Giyim-kuşam ve benzeri şeylerle ilgili konulara varıncaya kadar insan bunların tamamını Allah -azze ve celle-'ye yaklaşmak ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e uymak amacıyla yaptığı zaman bununla sevap alır. Bildiğimiz gibi kabuktan yararlanılmaz. Aksine kabuk atılır. İslâm dîni ve İslâm şerîatında böyle bir şey yoktur.Aksine İslâm şerîatının tamamı, niyeti halis olur ve Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e güzel bir şekilde uyarsa, kişi bu özden istifâde eder.
Bu sözü yayanların gerçeği ve doğruyu anlamaları için konuyu çok iyi düşünmeleri, sonra hakka uymaları ve bu gibi ifâdeleri terk etmeleri gerekir.
İslâm dîninde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem’in:
(( بُنِيَ الْإِسْلاَمُ عَلَى خَمْسٍ: شَهَادَةِ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللهِ, وَإِقَامِ الصَّلاَةِ، وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ، وَصَوْمِ رَمَضَانَ، حَجِّ بَيْتِ اللهِ الْحَرَامِ.)) [ متفق عليه واللفظ لمسلم ]
"İslâm, beş şey üzerine binâ edilmiştir: Allah'tan başka hak ilâh olmadığına ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın kulu olduğuna şâhitlik etmek, namazı (dosdoğru) kılmak, zekâtı (hak edene) vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Allah’ın Beyt-i Haram'ını haccetmektir."[1]
Diye açıkladığı İslâm’ın beş rüknü gibi çok önemli konular olduğu doğrudur. İslâm dîninde bunun dışında olan şeyler de vardır. Fakat insanların istifâde etmeyip bir kenara fırlatıp attıkları kabuk gibi şeyler yoktur.
Sakal konusuna gelince, şüphesiz sakal bırakmak bir ibâdettir. Çünkü Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sakalı emretmiştir. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in emrettiği her şey, emrine uyularak yerine getirildiği zaman, insanı Rabbine yaklaştıran bir ibâdet olur. Hatta sakal bırakmak, hem Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in, hem de diğer nebilerin bir sünnetidir.
Nitekim Allah Teâlâ Harûn’dan söz ederken onun Musa’ya şöyle dediğini anlatır:
﴿ قَالَ يَبۡنَؤُمَّ لَا تَأۡخُذۡ بِلِحۡيَتِي وَلَا بِرَأۡسِيٓۖ ...﴾ [ سورة طه من الآية: ٩٤ ]
"(Harûn:) Dedi ki: Ey anamın oğlu! Sakalımı ve saçımı çekme!"[2]
Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sakal bırakma-nın, insanların üzerinde yaratıldıkları fıtrat özelliklerinden birisi olduğunu söylediği sâbittir.Bu sebeple sakal bırak-mak bir ibâdettir, âdet değildir. Bazılarının iddia ettiği gibi asla bir kabuk değildir.
& & & & & &