×
Bu kitapçıkta âyet ve hadisler ışığında cennete girmenin yolları açıklanmaktadır.

    CENNETE GİRMENİN 33 YOLU

    ﴿ 33 سببًا لدخول الجنة ﴾

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Abdulmelik el-Kâsim

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2010 - 1431

    ﴿ 33 سببًا لدخول الجنة﴾

    « باللغة التركية »

    عبد الملك القاسم

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2010 - 1431

    Hamd,yalnızca Allah'adır.Salât ve selâm,peygamberimiz Muhammed'in, âile halkının ve ashâbının üzerine olsun.

    Cenneti işiten herkesin ona özlem duyması, pek doğaldır. Fakat Allah Teâlâ'nın katındaki bu dereceyi elde etmek için ona götüren yolları takdim etmeden sadece ona özlem duymak ve onu temennî etmek, yeterli midir?

    Kendisini cennete kavuşmakla avutup duran, üstelik cennete girmeye ve onu kazanmaya vesile olan yollara da girmeyen kimse, hiç şüphe yok ki o, bu fâni dünyanın aldattığı kimsedir ve onun hüsranı, kıyâmet günü apaçık ortaya çıkacaktır.

    Nitekim Allah Teâlâ o gün hakkında şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮊ

    [ سورة مريم الآيتان :85-86 ]

    "O gün muttakîleri, (onlara çok merhametli olan Rableri) Rahmân'ın huzurunda kendilerine ikramda bulunulmuş bir heyet olarak toplayacağız.Günahkârları (Allah'ı inkâr edenleri) ise, susuz kalmış yayalar halinde cehenneme sevkedeceğiz."[1]

    Kıymetli müslüman kardeş!

    Bu dünyada âhiret için çalışırsan -Allah Teâlâ'nın izniyle- cenneti kazananlardan olacağını iyi bilmelisin. Şimdi sana, Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sözlerinden derlenen ve cennete götüren bazı yolları sunuyorum:

    1. Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e itaat etmek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﭽ ﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮊ [ سورة الفتح من الآية :17 ]

    "Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat ederse, Allah onu (ağaçlarının) altlarından ırmaklar akan cennetlere girdirir. Kim de yüz çevirirse (Allah'a ve Rasûlüne karşı gelirse, Allah), ona çetin bir şekilde azab eder."[2]

    2. Allah Teâlâ'ya îmân edip salih amel işlemek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰﮱ ﯓ ﯔ ﯕﯖﮊ [ سورة البقرة الآية :82 ]

    "Îmân edip sâlih amel işleyenlere gelince, onlar cennetliklerdir ve onlar orada devamlı kalacaklardır." [3]

    3. Allah Teâlâ'nın dîni üzere dosdoğru bulunmak:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﰄ ﰅ ﰆ ﰇ ﰈ ﰉ ﰊ ﰋ ﰌ ﰍ ﰎ ﰏ ﰐ ﰑ ﰒ ﰓ ﰔ ﰕ ﰖ ﰗ ﰘ ﰙ ﰚ ﰛﮊ[سورة الأحقاف:13-14]

    "Rabbimiz Allah'tır diyen, sonra da (îmânda) dosdoğru olanlara (kıyâmet gününün dehşetinden) hiçbir korku yoktur ve onlar (öldükten sonra dünyada bırakmış olduklarına da) üzülmeyeceklerdir. Bunlar, cennetlikler olup (dünyada) yapmış olduklarına (sâlih amellerine) mükafat olarak orada ebedî kalacaklardır." [4]

    4. Her türlü sıkıntı ve acılara karşı sabretmek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﮊ [ ورة البقرة الآية :214 ]

    "(Ey mü'minler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçen (mü'min)lerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öylesine sarsılmışlardı ki, nihayet peygamber ve beraberindeki mü'minler: 'Allah'ın yardımı ne zaman!' dediler. Biliniz ki Allah'ın yardımı, (mü'minlere) yakındır." [5]

    5. Takvâ:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﯼ ﯽ ﯾ ﯿ ﰀ ﰁ ﰂ ﰃ ﰄ ﰅ ﮊ [ سورة مريم الآية :63 ]

    "İşte kullarımızdan (emirlerimizi yerine getiren ve yasakladıklarımızdan sakınan) muttakîleri mirasçı kılacağımız (ve kendilerine bahşedeceğimiz) cennet, budur."[6]

    6. Allah Teâlâ'nın yolunda şehid olmak:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﮊ [ سورة محمد الآيـات :4-6 ]

    "(Mü'minlerden) Allah yolunda öldürülenlerin amellerini(n sevabını) Allah asla boşa çıkarmayacaktır.Allah onları (dünyada itaatine ve rızasına) iletecektir ve onların durumlarını düzeltecektir.Onları, kendilerine tarif ettiği cennete girdirecektir."[7]

    7. Büyük günahlardan uzak durmak:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮊ [ سورة النساء الآية :31 ]

    "(Ey mü'minler!) Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan sakınırsanız, biz de sizin (küçük) günahlarınızı bağışlar ve sizi şerefli bir makama (cennete) girdiririz."[8]

    8. Allah Teâlâ'ya tevbe etmek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮪ ﮫ ﮬ ﮭ ﮮﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﮊ

    [ سورة مريم الآيتان :59-60 ]

    "Nihayet onlardan (peygamberlerden) sonra namazı bırakan[9] ve nefislerinin arzularına uyan bir nesil gelmiştir. Bu sebeple onlar, hüsrana uğrayacaklardır.[10] Ancak onlardan tevbe edip îmân eden ve iyi davranışta bulunanlar, bunun dışındadır (Allah onların tevbelerini kabul eder).Bunlar (mü'minlerle beraber) cennete gireceklerdir ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır (sevaplarından hiçbir şey noksanlaştırılmayacaktır)."[11]

    9. Allah Teâlâ'ya tevekkül etmek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮆ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮊ

    [ سورة العنكبوت الآيتان :58-59 ]

    "Îmân edip güzel davranışta bulunan kimseleri,içinde ebedî kalacakları, (ağaçlarının) altından ırmaklar akan cennetteki odalara yerleştireceğiz. (Güzel) davranışta bulunanların mükâfatı, ne güzeldir. İşte onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir."[12]

    10. Allah Teâlâ'dan korkmak:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﮊ [ سورة النازعات الآيتان :40-41 ]

    "Kim de (kıyâmet günü) Rabbinin huzurunda hesaba durmaktan korkar ve nefsini kötü arzulardan alıkorsa, hiç şüphe yok ki cennet, onun barınağıdır."[13]

    11. Allah Teâlâ için geceyi ibâdetle geçirmek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄﮅ ﮆ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛﮜﮊ[ سورة الذّاريات الآيـات :15-19]

    "Şüphesiz ki muttakîler, Rablerinin kendilerine verdiğini almış oldukları halde cennetlerde ve pınar başlarında olacaklardır. Çünkü onlar, bundan (nimetten) önce (dünyada iken salih amelleriyle) güzel davranan kimselerden idiler.Onlar, geceleri de pek az uyurlardı (geceleri Rableri için namaz kılarlardı).Seher vakitlerinde (gecenin sonlarında ve sabah namazından önce günahları için Allah'tan) bağışlanma dilerlerdi. Mallarında, dilenen ve yoksul için bir hak vardır."[14]

    12. Allah Teâlâ için mütevâzi olmak:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﮊ [ سورة القصص الآية :83 ]

    "İşte âhiret yurdu (cennet), biz onu(n nimetlerini) yeryüzünde büyüklük taslamayı ve bozgunculuk yapmayı istemeyen kimselere veririz. Güzel âkibet (cennet, iyi davranışlarda bulunan ve haramlardan sakınan), takvâ sahipleri içindir." [15]

    13. Allah Teâlâ için nefsi tezkiye etmek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﰑ ﰒ ﰓ ﰔ ﰕ ﰖ ﰗ ﰘﰙ ﰚ ﰛ ﰜ ﰝ ﰞ ﮊ

    [ سورة طه الآية :76 ]

    "İçinde ebedî kalacakları (ağaçlarının) altından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. İşte bu (kalıcı nimetler, Allah tarafından), kendisini (küfür ve şirk pisliğinden) temizleyenlerin mükâfatıdır." [16]

    14. Allah Teâlâ yolunda cihad etmek:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﮊ [ سورة آل عمران الآية :142 ]

    "Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden ve sabredenleri ortaya çıkarmadan (savaş ve zorluklarla imtihan olunmadan), cennete gireceğinizi mi sandınız." [17]

    15. Namazı gereği gibi kılmak ve Allah Teâlâ yolunda malı harcamak:

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆ ﮇ ﮈ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮊ [ سورة الرعد الآيـات :22-24 ]

    "Onlar, Rablerinin rızâsını isteyerek (her türlü eziyetlere) sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir.İşte (âhirette övülen) âkibet, bunlar içindir. (Bu âhiret yurdu), onların, iyi davranışta bulunan atalarının, eşlerinin ve çocuklarının girecekleri Adn cennetleridir.Melekler de her kapıdan (cennete girişlerinden dolayı onları tebrik etmek için) onların yanlarına girecekler (ve melekler onlara): (Allah'a itaatte) sabretmenizden dolayı, (her türlü korku, endişe ve üzüntüden) selâmette olun! Dünya yurdunun sonu olan bu cennet, ne güzeldir! derler." [18]

    16. Farz namazları edâ etmek için câmi ve mescitlere çokça gitmek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ غَدَا إِلَى الْمَسْجِدِ أَوْ رَاحَ أَعَدَّ اللهُ لَهُ فِي الْجَنَّةِ نُزُلاً كُلَّمَا غَدَا أَوْ رَاحَ.)) [ متفق عليه ]

    "Her kim, namaz kılmak için sabah-akşam mescide giderse, Allah Teâlâ da sabah-akşam her mescide gidişinde onun için cennette bir saray hazırlar." [19]

    17. Allah Teâlâ için mescitler yapmak veya yapılmasına ortak olmak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ بَنَى مَسْجِدًا يَبْتَغِي بِهِ وَجْهَ اللهِ بَنَى اللهُ لَهُ مِثْلَهُ فِي الْجَنَّةِ.))

    [ متفق عليه ]

    "Her kim, Allah rızâsını isteyerek (büyük veya küçük olsun) bir mescid inşa ederse, Allah Teâlâ da onun için cennette onun gibi bir saray inşa eder." [20]

    18. Allah Teâlâ'nın rızâsı için ilim öğrenmek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ((مَنْ سَلَكَ طَرِيقًا يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْمًا سَهَّلَ اللهُ لَهُ بِهِ طَرِيقًا إِلَى الْجَنَّةِ.))

    [رواه مسلم]

    "Her kim, ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah Teâlâ bu ilim sebebiyle cennete giden yolu ona kolaylaştırır." [21]

    19. Ana-babaya iyilikte bulunmak ve onlara itaat etmek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( رَغِمَ أَنْفُهُ، ثُمَّ رَغِمَ أَنْفُهُ، ثُمَّ رَغِمَ أَنْفُهُ. قِيلَ: مَنْ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: مَنْ أَدْرَكَ وَالِدَيْهِ عِنْدَ الْكِبَرِ أَحَدَهُمَا أَوْ كِلَيْهِمَا ثُمَّ لَمْ يَدْخُلِ الْجَنَّةَ.)) [رواه مسلم]

    "Burnu toprağa sürünsün (zelîl olsun). Sonra burnu toprağa sürünsün. Sonra burnu toprağa sürünsün.

    Kimin burnu toprağa sürünsün? Ey Allah'ın elçisi! denildi.

    Buyurdu ki:

    -(Hayatta iken) anne ve babasından birisini veya her ikisini yaşlılık hallerinde idrak eden, sonra da cennete giremeyenin (burnu toprağa sürünsün)." [22]

    20. Kadının kocasına itaat etmesi:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ((إِذَا صَلَّتِ الْمَرْأَةُ خَمْسَهَا،وَصَامَتْ شَهْرَهَا،وَحَصَّنَتْ فَرْجَهَا،وَأَطَاعَتْ زَوْجَهَا، قِيلَ لَهَا ادْخُلِي الْجَنَّةَ مِنْ أَيِّ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ شِئْتِ.)) [ رواه أحمد و ابن حبان وصححه الألباني]

    "Bir kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar,ırzını korur ve kocasına itaat ederse, ona:

    -'Cennetin (sekiz) kapısından hangisinden dilersen gir' denilir."[23]

    21. Doğru sözlü olmak, verilen sözde durmak, emânetleri ehline vermek, ferci zinâdan, gözü harama bakmaktan korumak ve eliyle kimseye eziyet etmemek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( اِضْمَنُوا لِي سِتًّا مِنْ أَنْفُسِكُمْ، أَضْمَنْ لَكُمُ الْجَنَّةَ: اصْدُقُوا إِذَا حَدَّثْتُمْ، وَأَوْفُوا إِذَا وَعَدْتُمْ، وَأَدُّوا إِذَا اؤْتُمِنْتُمْ، وَاحْفَظُوا فُرُوجَكُمْ، وَغُضُّوا أَبْصَارَكُمْ، وَكُفُّوا أَيْدِيَكُمْ.)) [ رواه أحمد وحسنه الألباني ]

    "Bana kendinizden şu altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim:

    -Konuştuğunuz zaman, doğru söyleyin. Söz verdiğiniz zaman, sözünüzü yerine getirin. Size bir şey emânet edildiği zaman emâneti sahibine verin. Fercinizi zinadan ve gözünüzü harama bakmaktan koruyun.Elinizle, başkasına eziyet etmeyin."[24]

    22. Allah Teâlâ için umre ve hac yapmak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( اَلْعُمْرَةُ إِلَى الْعُمْرَةِ كَفَّارَةٌ لِمَا بَيْنَهُمَا، وَالْحَجُّ الْمَبْرُورُ لَيْسَ لَهُ جَزَاءٌ إِلاَّ الْجَنَّةُ.)) [ متفق عليه ]

    "Umre, ikinci bir umreye kadar aralarında yapılan (küçük) günahlara keffâret olur. Kabul olunan haccın mükâfatı ise, ancak cennetir."[25]

    23. Allah Teâlâ için yetimleri himâyesine almak ve onlara bakmak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( أَنَا وَكَافِلُ الْيَتِيمِ فِي الْجَنَّةِ هَكَذَا، وَقَالَ بِأُصْبُعَيْهِ السَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى [وفرج بينهما].)) [ رواه البخاري ]

    "Ben ve yetimi himâyesine alıp ona bakan kimse, cennette şöyleyiz."

    Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- işâret parmağı ile orta parmağını gösterdi ve ikisinin arasını açtı."[26]

    24. Allah Teâlâ için hasta ziyâret etmek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ عَادَ مَرِيضًا لَمْ يَزَلْ فِي خُرْفَةِ الْجَنَّةِ حَتَّى يَرْجِعَ.)) [ رواه مسلم ]

    "Her kim, bir hastayı ziyâret ederse, (o hastanın ziyâretinden) dönünceye kadar cennet bağlarında dolaşır."[27]

    25. Malını, Allah Teâlâ'nın yolunda harcamak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ ابْتِغَاءَ وَجْهِ اللَّهِ خُتِمَ لَهُ بِهَا دَخَلَ الْجَنَّةَ.))

    [ رواه أحمد وصححه الألباني ]

    "Her kim, Allah Teâlâ'nın rızâsını isteyerek bir sadaka verir ve bu ameli üzere ölürse, cennete girer."[28]

    26. Allah Teâlâ için dilini ve fercini haramlardan korumak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ((مَنْ يَضْمَنْ لِي مَا بَيْنَ لَحْيَيْهِ وَمَا بَيْنَ رِجْلَيْهِ أَضْمَنْ لَهُ الْجَنَّةَ.))[رواه البخاري]

    "Her kim, bana iki dudağı arasındaki ile iki bacağı arasındaki iki şeye garanti verirse (konuşması gereken konuda konuşması veya kendisini ilgilendirmeyen ve susması gereken konuda susması gibi dilin üzerine düşen hakkı edâ ederse ve penisini de helâl olan zevcesi veya câriyesinin fercine koyarsa), ben de ona cenneti garanti ederim." [29]

    27. Allah Teâlâ için eziyet veren şeyleri müslümanların yolundan kaldırmak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( لَقَدْ رَأَيْتُ رَجُلاً يَتَقَلَّبُ فِي الْجَنَّةِ فِي شَجَرَةٍ قَطَعَهَا مِنْ ظَهْرِ الطَّرِيقِ كَانَتْ تُؤْذِي النَّاسَ.)) [ رواه مسلم ]

    "Hiç şüphe yok ki yolun üzerinde insanlara eziyet veren bir ağacı kesip o eziyeti giderdiğinden dolayı cennet nimetleri içerisinde yaşayan birisini gördüm." [30]

    28. Allah Teâlâ için kızları yetiştirmek ve onların bakımını üstlenmek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ كُنَّ لَهُ ثَلاَثُ بَنَاتٍ أَوْ ثَلاَثُ أَخَوَاتٍ أَوْ بِنْتَانِ أَوْ أُخْتَانِ اتَّقَى اللهَ فِيهِنَّ وَأَحْسَنَ إِلَيْهِنَّ حَتَّى يَبِنَّ أَوْ يَمُتْنَ كُنَّ لَهُ حِجَابًا مِنْ النَّارِ.)) [ رواه أحمد ]

    "Her kimin, üç kızı veya üç kızkardeşi veyahut iki kızı veya iki kızkardeşi olur da onlar büyüyüp ayrılıncaya veya ölünceye kadar onlar hakkında Allah'tan korkar ve onlara iyilikte bulunursa, onlar (kıyâmet günü) onun cehenneme girmesine perde olurlar." [31]

    Başka bir rivâyette ise şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ كَانَ لَهُ ثَلاَثُ بَنَاتٍ أَوْ ثَلاَثُ أَخَوَاتٍ اتَّقَى اللهَ عَزَّ وَجَلَّ وَأَقَامَ عَلَيْهِنَّ كَانَ مَعِي فِي الْجَنَّةِ هَكَذَا وأومأ بالسبابة والوسطى.)) [ سلسلة الأحاديث الصحيحة، ج: ص:591 رقم الحديث:295 ]

    "Her kimin, üç kızı veya üç kızkardeşi olur da onlar hakkında Allah azze ve celle'den korkar ve onların bakımını üstlenirse, o kimse cennette benimle beraber şöyle olur."

    Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- işâret parmağı ile orta parmağını gösterdi."[32]

    29. Öfkesine hakim olmak ve hiddetlenmemek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ((قَالَ رَجُلٌ لِرَسُولِ اللهِ g: دُلَّنيِ عَلَى عَمَلٍ يُدْخِلُنيِ الْجَنَّةَ. قَالَ رَسُولُ اللهِ g: لاَ تَغْضَبْ وَلَكَ الْجَنَّةُ.)) [ رواه الطبراني وصححه الألباني ]

    "Bir adam, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e:

    - Beni cennete girdirecek bir ameli bana gösterir misin? diye sordu.

    Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

    - Öfkelenmezsen sana cennet vardır, buyurdu."[33]

    30. Müslümanların cemaatinden ayrılmamak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( عَلَيْكُمْ بِالْجَمَاعَةِ، وَإِيَّاكُمْ وَالْفُرْقَةَ، فَإِنَّ الشَّيْطَانَ مَعَ الْوَاحِدِ وَهُوَ مِنَ الِاثْنَيْنِ أَبْعَدُ، مَنْ أَرَادَ بُحْبُوحَةَ الْجَنَّةِ فَلْيَلْزَمِ الْجَمَاعَةَ، مَنْ سَرَّتْهُ حَسَنَتُهُ وَسَاءَتْهُ سَيِّئَتُهُ فَذَلِكُمْ الْمُؤْمِنُ.)) [ رواه الترمذي وصححه الألباني ]

    "Cemaate uyun ve ayrılığa düşmekten sakının! Çünkü şeytan, emirine itaatten çıkan ve müslümanların cemaatinden ayrılan kimseyle beraberdir.Şeytan iki kişiden (cemaatten) ise uzaktır. Cennetin ortasında oturmak isteyen, cemaate sarılsın. Kim, kendisinden vuku bulan sevabı kendisini sevindiriyor ve işlediği günahı kendisini üzüyorsa, işte o kimse kâmil mü'mindir." [34]

    31.Allah Teâlâ için müslümanlar arasında selâmı yaymak,yemek yedirmek ve yakın akrabayla ilişkileri kesmemek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ((أَيُّهَا النَّاسُ! أَفْشُوا السَّلاَمَ، وَأَطْعِمُوا الطَّعَامَ، وَصِلُوا الْأَرْحَامَ، وَصَلُّوا وَالنَّاسُ نِيَامٌ، تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ بِسَلاَمٍ.)) [ رواه الترمذي وأبو داود وابن ماجه وصححه الألباني ]

    "Ey insanlar! (Tanıdığınız ve tanımadığınız herkese vererek) selâmı yayın, (yoksul ve yetimlere) yemek yedirin, yakın akrabaya iyilikte bulunun ve (geceleyin) insanlar uyurlarken namaz kılın ki cennete selâmetle giresiniz." [35]

    32. Kibirden, ganimet malından çalmaktan ve borçtan uzak olmak:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ مَاتَ وَهُوَ بَرِيءٌ مِنْ ثَلاَثٍ: الْكِبْرِ وَالْغُلُولِ وَالدَّيْنِ دَخَلَ الْجَنَّةَ.))

    [ رواه الترمذي والنسائي وابن ماجه وابن حبان وصححه الألباني ]

    "Her kim, kibir, ganimet malından çalma ve borç gibi, üç şeyden uzak bir halde ölürse cennete girer ." [36]

    33. Allah Teâlâ'dan cenneti istemek:

    Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ سَأَلَ اللهَ الْجَنَّةَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ، قَالَتْ الْجَنَّةُ: اَللَّهُمَّ أَدْخِلْهُ الْجَنَّةَ، وَمَنْ اسْتَجَارَ مِنْ النَّارِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ، قَالَتْ النَّارُ: اَللَّهُمَّ أَجِرْهُ مِنْ النَّارِ.))

    [ رواه الترمذي وصححه الألباني ]

    "Her kim, Allah'tan üç defa cenneti isterse, cennet şöyle der:

    - Allahım! Onu cennete girdir. Kim de üç defa cehennemden Allah'a sığınırsa, cehennem şöyle der:

    - Allahım! Onu cehennemden koru."[37]

    & & & & & &

    [1] Meryem Sûresi: 85-86

    [2] Fetih Sûresi: 17

    [3] Bakara Sûresi: 82

    [4] Ahkâf Sûresi: 13-14

    [5] Bakara Sûresi: 214

    [6] Meryem Sûresi: 63

    [7] Muhammed Sûresi: 4-6

    [8] Nisâ Sûresi: 31

    [9] Tefsir âlimleri bu âyeti: "Namazın vaktini geçirdiler" veya "Namazın erkânını ve farzlarını bıraktılar." şeklinde de tefsir etmişlerdir.

    [10] Tefsir âlimleri Gayya'nın cehennemde bir vâdinin adı veya cehennemde tadı çok kötü ve dibi çok derin olan bir nehrin adı olduğu gibi, helâk olmak, hüsrana uğramak, azaba maruz kalmak gibi anlamlara da geldiğini belirtmişlerdir.

    [11] Meryem Sûresi: 59-60

    [12]ِ Ankebût Sûresi: 58-59

    [13]ِ Nâziat Sûresi: 40-41

    [14]ِ Zâriyât Sûresi: 15-19

    [15]ِ Kasas Sûresi: 83

    [16]ِ Tâhâ Sûresi: 76

    [17]ِ Âl-i İmrân Sûresi: 142

    [18]ِ Âl-i İmrân Sûresi: 142

    [19] Buhârî ve Müslim

    [20] Buhârî ve Müslim

    [21] Müslim

    [22] Müslim

    [23] İmam Ahmed ve İbn-i Hibbân rivâyet etmişler, Elbânî, "hadis, sahihtir" demiştir.

    [24] İmam Ahmed rivâyet etmiş, Elbânî, "hadis, hasendir" demiştir.

    [25] Buhârî ve Müslim

    [26] Buhârî

    [27] Müslim

    [28] Buhârî

    [29] Buhârî

    [30] Müslim

    [31] İmam Ahmed rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahihtir' demiştir.

    [32] Elbânî; "Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha, c:1, s: 591, hadis no: 295"

    [33] Taberânî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahihtir' demiştir.

    [34] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahihtir' demiştir.

    [35] Tirmizî, Ebû Dâvûd ve İbn-i Mâce rivâyet etmişler, Elbânî de 'hadis, sahihtir' demiştir.

    [36] Tirmizî,Nesâî,İbn-i Mâce ve İbn-i Hıbbân rivâyet etmişler,Elbânî de 'hadis,sahihtir' demiştir.

    [37] Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de 'hadis, sahihtir' demiştir.