×
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymin’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: " Âdetli kadın, şafak vakti sökmeden önce âdetten temizlenir de imsak vaktinden sonra yıkanırsa orucunun hükmü nedir?"

    Âdetli kadın, şafak vakti sökmeden önce âdetten temizlenir de imsak vaktinden sonra yıkanırsa orucunun hükmü nedir?

    ﴿ إذا طهرت الحائض قبل الفجر واغتسلت بعد طلوعه فما حكم صومها؟ ﴾

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed b. Salih el-Useymîn

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2010 - 1431

    ﴿ إذا طهرت الحائض قبل الفجر واغتسلت بعد طلوعه فما حكم صومها؟ ﴾

    « باللغة التركية »

    محمد بن صالح العثيمين

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2010 - 1431

    Soru:

    Âdetli kadın, şafak vakti sökmeden önce âdetten temizlenir de imsak vaktinden sonra yıkanırsa orucunun hükmü nedir?

    Cevap:

    Bu kadın, eğer imsak vaktinden önce âdetten temizlendiğinden kesin olarak emin olursa, orucu sahihtir.Önemli nokta; bu kadının âdetten temizlendiğinden emin olmasıdır. Çünkü bazı kadınlar, temizlenmedikleri halde temizlendiklerini sanırlar.Bunun içindir ki sahâbe kadınları ellerinde bir parça pamukla Âişe'ye -Allah ondan râzı olsun- gelirler ve onu âdetten temizlenme alameti olarak ona gösterirlerdi.

    Âişe de onlara şöyle derdi:

    "Beyaz akıntıyı görünceye kadar namaz kılmak için acele etmeyin."[1]

    Buna göre bir kadının âdetten temizlendiğinden kesin olarak emin olmadıkça acele etmemesi gerekir.Temizlendiği zaman şafak sökmeden/imsak vakti girmeden yıkanmamış olsa bile oruca niyet eder.Fakat namazı gözetmesi ve sabah namazını vaktinde kılmak için yıkanma konusunda acele etmesi gerekir.

    Bize ulaşan bilgilere göre bazı kadınlar, şafak söktükten sonra veya önce âdetten temizlendikleri halde, daha iyi yıkanmak ve daha iyi temizlenmek istedikleri gerekçesiyle yıkanmayı güneşin doğmasından sonraya erteliyorlarmış.Bu davranış, hem Ramazan, hem de başka zaman için yanlıştır.Çünkü âdetten temizlenen kadının, namazı vaktinde kılmak için acele edip yıkanması gerekir.Namazı eda etmek için farz gusül ile yetinebilir.Güneş doğduktan sonra daha fazla yıkanmak ve temizlenmek isterse bunda bir sakınca yoktur. Âdetli olan kadın gibi, cünüp olan bir kadının da, fecrin doğuşundan sonra yani imsak vakti girdikten sonra yıkanmasında bir sakınca yoktur ve orucu sahihtir.

    Aynı şekilde bir erkek, cünüp olur da cünüplükten ancak fecrin doğuşundan sonra oruçlu olarak yıkanırsa, kendisine bir şey gerekmez.

    Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre O, eşlerinden kimisiyle cinsel ilişkiye girdiğinden dolayı imsak vaktine cünüp bir halde girdikten sonra oruca başlamış ve fecrin doğuşundan (imsak vaktinden) sonra yıkanmıştır.[2]

    Allah Teâlâ en iyi bilendir.

    & & & & & &

    [1] Buhârî: hadisi "Hayızın başlangıç ve bitişi bâbı"nda ta'lik olarak rivâyet etmiştir.İmam Mâlik ise bu konuda şu hadisi rivâyet etmektedir:

    (( عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ أَبِي عَلْقَمَةَ عَنْ أُمِّهِ مَوْلاةِ عَائِشَةَ أُمِّ الْـمُؤْمِنِينَ أَنَّهَا قَالَتْ: كَانَ النِّسَاءُ يَبْعَثْنَ إِلَى عَائِشَةَ أُمِّ الْـمُؤْمِنِينَ بِالدِّرَجَةِ فِيها الْكُرْسُفُ فِيهِ الصُّفْرَةُ مِنْ دَمِ الْـحَيْضَةِ يَسْأَلْنَهَا عَنِ الصَّلاةِ فَتَقُولُ لَهُنَّ: لاَ تَعْجَلْنَ حَتَّى تَرَيْنَ الْقَصَّةَ الْبَيْضَاءَ، تُرِيدُ بِذَلِكَ الطُّهْرَ مِنَ الْـحَيْضَةِ. )) [ رواه الإمام مالك ]

    "Alkame b. Ebî Alkame, (aynı zamanda) mü'minlerin annesi Âişe'nin câriyesi olan annesinin şöyle dediğini rivâyet etmiştir:

    "Sahâbe kadınları, (âdet günlerinde) ferclerine sıkıştırdıkları, üzerinde âdet kanından sarılık bulunan pamuğu mü'minlerin annesi Âişe'ye gönderirler ve ona namaz hakkında sorarlardı.

    Âişe de onlara:

    - Beyaz akıntıyı görünceye kadar namaz kılmak için acele etmeyin' derdi.

    Âişe -Allah ondan râzı olsun- beyaz akıntı ile hayızdan temizlenmeyi kastederdi." (İmam Mâlik rivâyet etmiştir.) Çeviren

    [2] Buhârî; "Oruç kitabı", 'Oruçlunun yıkanması bâbı', hadis no: 1930. Müslim; "Oruç kitabı", 'Cünüp olarak şafak vaktine giren kimsenin orucunun sahih olduğu bâbı', hadis no: 1109.