×
Bu makale, salih amelin şartlarını Kur’an-ı Kerim’den âyetlerle açıklamaktadır.

    SALİH AMELİN ŞARTLARI

    ﴿ شروط العمل الصالح ﴾

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed el-Emîn eş-Şenkîtî

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2010 - 1431

    ﴿ شروط العمل الصالح ﴾

    « باللغة التركية »

    محمد الأمين الشنقيطي

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2010 - 1431

    Soru:

    Amelin salih olabilmesi için gereken şartlar nelerdir?

    Cevap:

    Hamd, yalnızca Allah'adır.

    Allah Teâlâ'nın:

    ﮋ ﯮ ﯯ ﯰ ﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﮊ

    [ سورة الكهف من الآية:٢]

    "Ve iyi davranışlarda bulunan mü'minlere, onlar için, güzel bir sevap (cennet) olduğunu müjdelemek için..."[1]

    Bu âyet-i kerimedeki sözünde, amelden kastın ne olduğunu başka âyetler açıklamış ve üç şey olmadan amelin salih olamayacağına delâlet etmiştir:

    Birincisi:

    Amelin, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiği dîne (onun sünnetine) uygun olmasıdır. Bu sebeple Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine aykırı olan hiçbir amel, salih değildir.Aksine yapılan amel bâtıldır.

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤ ﮥ ﮦ ﮧﮨ ﮩ ﮪﮫ ﮬ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮊ [ سورة الحشر من الآية: ٧ ]

    "Rasûl size neyi verdiyse (hüküm olarak neyi meşrû kıldıysa) onu hemen alın. Neyi de (almaktan veya yapmaktan) yasakladıysa ondan hemen vazgeçin."[2]

    Başka bir âyet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﮊ

    [ سورة النساء الآية: ٨٠ ]

    "Kim, Rasûl’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de (Allah'a ve Rasûlüne itaat etmekten) yüz çevirirse, (bil ki ey Peygamber!) Biz, seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermedik."[3]

    ﮋ ﮭ ﮮ ﮯ ﮰ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖ ﯗ ﯘ ﯙﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﮊ [ سورة الشورى الآية: ٢١]

    "Yoksa onların (müşriklerin) Allah'ın izin vermediği bir dîni meşrû kılan ortakları mı var? Eğer Allah'ın süre tanıyarak onlara dünyada azap etmeyeceğine dâir kazâ ve kaderi olmasaydı, derhal onların aralarında azap etmek sûretiyle hüküm verilirdi. Şüphesiz ki zâlim (kâfir)ler için (kıyâmet gününde) acıklı bir azap vardır."[4]

    Bu konuda daha birçok âyet vardır.

    İkincisi:

    Ameli yapanın, kendisi ile Allah arasındaki bu amelini, yalnızca O'nun rızâsı için yapması gerekir.

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮝ ﮞ ﮟ ﮠ ﮡ ﮢ ﮣ ﮤﮥ ﮦ ﮧ ﮨ ﮩ ﮊ [ سورة البينة الآية: ٥]

    "Halbuki onlara ancak, dini yalnızca O’na has kılıp hanifler olarak Allah’a ibâdet etmeleri, namazı (dosdoğru) kılmaları zekâtı vermeleri emrolunmuştu. İşte dosdoğru dîn, budur."[5]

    ﮋ ﭑ ﭒ ﭓ ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ﭜ ﭝ ﭞ ﭟ ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﭥ ﭦ ﭧ ﭨ ﭩ ﭪ ﭫ ﭬ ﭭ ﭮ ﭯ ﭰ ﭱ ﭲ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶﭷ ﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮀﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆ ﮇ ﮊ [ سورة الزمر: ١١ – ١٥ ]

    "(Ey Peygamber! İnsanlara) De ki: Bana, dîni Allah'a hâlis kılarak yalnızca O'na ibâdet etmem emrolundu. Bana, müslümanların ilki (ümmetimden İslâm'a giren ilk kimse) olmam emrolundu.(Ey Peygamber!) De ki: (Yalnızca kendisine ibâdet etmem hususunda) Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün (kıyâmet gününün) azabından korkarım. (Ey Peygamber!) De ki: Ben, dînimde ihlasla ancak Allah'a ibâdet ederim. (Ey müşrikler!) O halde siz de O'ndan başka dilediğinize ibâdet edin! (Ey Peygamber!) De ki: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, (dünyada onları azgınlığa sevkettikleri ve îmândan saptırdıkları için) kıyâmet günü hem kendileri, hem de âilelerini hüsrana uğratanlardır. Bilesiniz ki, bu (müşriklerin hem kendilerinin, hem de âilelerinin hüsranı) apaçık hüsrandır."[6]

    Bunun gibi daha birçok âyet vardır.

    Üçüncüsü:

    Amelin, îmân ve gerçek inanç esası üzerine kurulu olması gerekir. Çünkü amel, bir yapının tavanı, inanç ise onun temeli gibidir.

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮎ ﮏ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮊ [ سورة النحل الآية: ٩٧ ]

    "Her kim, erkek olsun, kadın olsun, mü'min olarak salih amel işlerse, ona (dünyada malı az da olsa) mutlaka güzel bir hayat yaşatırız ve (âhirette de) onlara mükafatlarını, elbette (dünyada) yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz." [7]

    Bu sebeple Allah Teâlâ salih amel konusunda îmânı şart kılmıştır.

    Bu şartın mefhumunu birçok âyet açıklamaktadır.

    Nitekim Allah Teâlâ, mü'min olmayanların salih amelleri konusunda aşağıdaki âyet-i kerimelerde şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﭲ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷ ﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﮊ[ سورة الفرقان الآية: 23 ]

    "Onların (îmân etmeyenlerin) yapmış oldukları her salih ameli, ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (geçersiz kılarız)."[8]

    ﮋ ﭶ ﭷ ﭸ ﭹ ﭺ ﭻ ﭼ ﭽ ﭾ ﭿ ﮀ ﮁ ﮂ ﮃ ﮄ ﮅ ﮆ ﮇ ﮈﮉ ﮊ ﮋ ﮌ ﮍ ﮊ [ سورة النور الآية: 39 ]

    "İnkâr edenlere gelince, onların amelleri, düz arazideki serap gibidir ki susayan kimse onu su zanneder, nihayet ona geldiğinde orada herhangi bir şey bulamaz.Üstelik (kıyâmet günü) yanıbaşında onun hesabını tam olarak gören Allah'ı bulur. Allah ise hesabı çok çabuk görendir."[9]

    ﮋ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﯭ ﯮ ﯯ ﯰﯱ ﯲ ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷﯸ ﯹ ﯺ ﯻ ﯼ ﯽ ﮊ [ سورة إبراهيم الآية: 18 ]

    "Rablerini inkâr edenlerin (amellerinin) durumu, amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu (hiçbir eseri kalmayan) küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey, elde edemezler (kıyâmet günü amellerinden kendilerine fayda verecek hiçbir şey bulamazlar. Fırtına külü nasıl götürmüşse, küfür de amellerini boşa götürmüştür). Dosdoğru yoldan tamamen sapmak, işte budur."[10]

    Açıklaması yukarıda geçen Bunun gibi daha birçok âyet vardır.[11]

    & & & & & &

    [1] Kehf Sûresi: 2

    [2] Haşr Sûresi: 7

    [3] Nisâ Sûresi: 80

    [4] Şûrâ Sûresi: 21

    [5] Beyyine Sûresi: 5

    [6] Zümer Sûresi: 11-15

    [7] Nahl Sûresi: 97

    [8] Furkan Sûresi: 23

    [9] Nur Sûresi: 39

    [10] Nahl Sûresi: 97

    [11] "Edvâu'l-Beyân Tefsiri", cilt: 4, sayfa: 9-10