×
Vakit, hayatın kendisidir. Her kim, vaktini boşa harcayarak kaybederse, hayatını kaybetmiştir demektir. Âhirette de boşa harcadığı bu vaktinden hesaba çekilecektir. Birçok insan, vakti konusunda aldanıp hüsrana uğramakta, vaktini, dünya ve âhirette kendisine hüsran olarak dönecek şeylerde harcamaktadır.

    VAKTİ İYİ DEĞERLENDİRMEK VE ONU FAYDA VERMEYEN ŞEYLERLE KAYBETMEMEK GEREKİR

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Râşid b. Hüseyin el-Abdulkerim

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2011 - 1432

    ﴿ وجوب حفظ الأوقات وعدم التفريط فيها فيما لا ينفع ﴾

    « باللغة التركية »

    راشد بن حسين العبد الكريم

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2011 - 1432

    عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ L قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ H : ((نِعْمَتاَنِ مَغْبوُنٌ فِيهِماَ كَثيِرٌ مِنَ النَّاسِ: الصِّحَّةُ وَالْفَراَغُ.)) [ رواه البخاري ]

    İbn-i Abbas’tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

    - İki nimet vardır ki insanların çoğu onda aldanmışlardır. Bunlar: Beden sağlığı ve boş vakittir. (Yani insanların çoğu âhirette kendilerine yetecek salih amelleri işlemeyip bu iki nimetin kıymetini bilmemekte ve ömürlerini kendilerine fayda vermeyecek şeylerle geçirmektedirler.)"[1]

    عَنْ عاَئِشَةَ Jأَنَّهاَ قَالَتْ: (( كَانَ رَسُولُ اللهِ H إِذاَ دَخَلَ الْعَشْرُ ( أَيْ عَشْرُ رَمَضَانَ ) أَحْيَا اللَّيْلَ، وَأَيْقَظَ أَهْلَهُ، وَجَدَّ وَشَدَّ الْـمِئْزَرَ.))

    [متفق عليه ]

    Âişe’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Ramazan'ın son on günü girdiği zaman, gecelerini ibâdetle geçirir, ehlini (ibâdet için) uyandırır, (diğer zamanlarda yaptığı ibâdetlerden) daha fazla ibâdet eder ve uçkurunu sıkıca bağlardı (ibâdet için hanımlarından uzak dururdu)."[2]

    عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ I عَنِ النَّبِيِّ H قَالَ: (( لَا تَزُولُ قَدَمُ ابْنِ آدَمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ عِنْدِ رَبِّهِ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ خَمْسٍ: عَنْ عُمُرِهِ فِيمَ أَفْنَاهُ، وَعَنْ شَبَابِهِ فِيمَ أَبْلَاهُ، وَمَالِهِ مِنْ أَيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفِيمَ أَنْفَقَهُ، وَمَاذَا عَمِلَ فِيمَـا عَلِمَ؟ ))

    [ رواه الترمذي وحسنه الألباني في صحيح الجامع ]

    İbn-i Mes'ud'dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

    "Kıyâmet günü beş şeyden sorulmadan Âdem oğlunun ayakları, Rabbinin huzurundan ayrılmayacaktır. (Bunlar):

    - Ömrünü (hayatını) nerede harcadığından.

    - Gençliğini(n güç ve kuvvetini) nerede kaybettiğinden.

    - Malını nereden (helalden mi yoksa haramdan mı) kazandığından ve nereye (Allah'a itaate mi yoksa isyana mı) harcadığından.

    - Öğrendikleriyle ne kadar amel ettiğinden."[3]

    عَنْ أَبيِ هُرَيْرَةَ I قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ H: (( مَنْ خَافَ أَدْلَجَ، وَمَنْ أَدْلَجَ بَلَغَ الْـمَنْزِلَ، أَلَا إِنَّ سِلْعَةَ اللهِ غَالِيَةٌ، أَلَا إِنَّ سِلْعَةَ اللهِ الْـجَنَّةُ.)) [ رواه الترمذي وصححه الألباني في صحيح الجامع ]

    Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

    - (Seher vaktinde düşmanın hücumuna uğramaktan) korkan kimse, geceleyin yol alır. Geceleyin yol alan kimse de, varacağı yere (isteğine/ arzusuna) ulaşır.[4] İyi biliniz ki Allah'ın metâı, (cennet nimetleri) çok pahalıdır (değeri çok yüksektir). İyi biliniz ki Allah'ın metâı, cennettir (onun mükâfatı da, kalıcı olan amellerdir)."[5]

    KONUNUN KISA AÇIKLAMASI:

    Vakit, hayatın kendisidir. Her kim, vaktini boşa harcayarak kaybederse, hayatını kaybetmiştir demektir. Âhirette de boşa harcadığı bu vaktinden hesaba çekilecektir. Birçok insan, vakti konusunda aldanıp hüsrana uğramakta, vaktini, dünya ve âhirette kendisine hüsran olarak dönecek şeylerde harcamaktadır.

    KONUDAN ÇIKARILAN SONUÇLAR:

    1. Vakitleri faydalı şeylerde değerlendirmek gerekir.

    2. Âdem oğlu bütün vakitlerinden sorumludur.

    3. Vakitlerini boşa harcayarak kaybeden ve vakitleri konusunda aldanan kimseler pek çoktur.

    & & & & & &

    [1] Buhârî; hadis no: 6412

    [2] Buhârî; hadis no: 2024. Müslim; hadis no: 1174.

    [3] Tirmizî; hadis no: 2416. Elbânî "Sahîhul-Câmi’"; hadis no: 7299'da 'hadis, hasendir' demiştir.

    Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun-, yukarıda geçen hadisi okuduğunda şöyle derdi:

    "Her biriniz mehtaplı bir gecede ay ile başbaşa kaldığı gibi, Allah Teâlâ da (kıyamet gününde) kendisiyle başbaşa kalacak ve ona şunları soracaktır:

    - Ey kulum! Bana karşı seni aldatan nedir?

    - Öğrendiklerinle ne kadar amel ettin?

    - Elçilerime ne cevap verdin?" [Bk. Heysemî, Mecma'uz-Zevâid, 347. Taberânî.

    Yine Abdullah b Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- şöyle demiştir:

    "Güneşi batan, ömrümü azaltan ve amelimi artırmayan bir güne pişman olduğum kadar hiçbir şeye pişman olmadım." (Çeviren)

    [4] Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu atasözünü, âhireti isteyen kimse için örnek vermiştir. Çünkü şeytan, o kimsenin yolunun üzerinde bekleyecek, nefsi ve yalancı emelleri de onun yarcımcıları olacaktır. Eğer yoluna dikkat eder ve amelinde niyetini Allah Teâlâ'ya hâlis kılarsa, şeytandan, onun hilesinden ve yardımcılarının kendisinin yolunu kesmesinden emin olur. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- daha sonra âhiret yolunu izlemenin, âhireti elde etmenin oldukça zor olduğuna ve çok az bir çalışmayla onu elde etmenin mümkün olamayacağına dikkat çekmiştir. (Çeviren)

    [5] Tirmizî; hadis no: 2450. Elbânî "Sahîhul-Câmi’"; hadis no: 6222'de "hadis, sahîhtir" demiştir.