×
Birçok mevlid toplantıları münkerden, bid’atlardan ve İslâm’a aykırı olan şeylerden uzak değildir. Ne Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ne sahâbe, ne tabiîn, ne dört büyük imam, ne de İslâm’ın en iyi bilindiği ve en iyi yaşandığı dönemlerin hiçbirisinde insanlardan hiç kimse bunu yapmamıştır.Çünkü bunun şer’î hiçbir delili yoktur.

    MEVLİD-İ NEBEVÎ'Yİ KUTLAMAK

    ﴿ الاحتفال بالمولد النبوي ﴾

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed Şahin

    Tetkik : Ümmü Nebil

    2009 - 1430

    ﴿ الاحتفال بالمولد النبوي ﴾

    « باللغة التركية »

    محمد بن مسلم شاهين

    مراجعة: أم نبيل

    2009 - 1430

    Şüphesiz hamd, Allah’a mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan bağışlanmayı dileriz. Nefislerimizin şerrinden, yaptıklarımızın kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Allah Teâlâ kime hidâyet ederse, onu saptıracak yoktur.Kimi de (hidâyetten) saptırırsa, onu hidâyete erdirecek yoktur. Şehâdet ederim ki Allah Teâlâ’dan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur, O, tekdir ve hiçbir ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Allah’ın kulu ve elçisidir.

    Birçok mevlid toplantıları münkerden, bid’atlardan ve İslâm’a aykırı olan şeylerden uzak değildir.Ne Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ne sahâbe, ne tabiîn, ne dört büyük imam, ne de İslâm'ın en iyi bilindiği ve en iyi yaşandığı dönemlerin hiçbirisinde insanlardan hiç kimse bunu yapmamıştır.Çünkü bunun şer’î hiçbir delili yoktur. Mevlidhanlar çoğu kez şirke düşecek sözler söylerler.

    Örneğin arada sırada:

    "Meded ya Rasûlellah!"

    "Bizlere imdat kıl!"

    "Ya Rasûlellah yalnız sanadır itimadımız!"

    "Ya Nebiyellah kaldır bizden sıkıntıyı!"

    Gibi yalnız Allah’a duâ edip isteneceği şeyleri, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den isterler.

    Şayet Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu sözlere şâhit olsaydı, onlara büyük şirkle hükmederdi. Zira darlıkta olanın imdadına giden, sıkıntıları gideren, kendisine dayanılıp imdat istenilen, yalnız Allah Teâlâ'dır.

    Bu konudaki âyet ve hadislere gelince bunlar:

    ﮋ ﯘ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡﯢ ﯣ ﯤ ﯥﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﮊ [ سورة النمل الآية: ٦٢]

    "Yoksa, kendisine yakardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren; sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah'ın yanında başka bir ilah mı? Ne de kıt düşünüyorsunuz."[1]

    ﮋ ﮔ ﮕ ﮖ ﮗ ﮘ ﮙ ﮚ ﮛ ﮜ ﮊ [ سورة الجن الآية: ٢١ ]

    "De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne bir zarar verme, ne de fayda sağlama gücüne sahibim."[2]

    Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur:

    (( إِذَا سَأَلْتَ فَاسْأَلْ اللهَ وَإِذَا اسْتَعَنْتَ فَاسْتَعِنْ بِاللهِ...))

    [ رواه الترمذي وقال حديث حسن ]

    "Bir şey istediğin zaman yalnızca Allah'tan iste. (Dünya ve âhiret işlerinde) yardım istediğin zaman yalnızca Allah’tan yardım iste!"[3]

    Bir çok mevlidlerde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in kendi hakkında söylenmesini yasakladığı aşırı övgüler yapılmaktadır.Oysa Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu gibi aşırı övgüleri şu sözü ile yasaklamıştır:

    (( لاَ تُطْرُونيِ كَماَ أَطْرَتِ النَّصاَرىَ ابْنَ مَرْيَمَ، إِنَّماَ أَناَ عَبْدٌ، فَقُولُوا: عَبْدُ اللهِ وَرَسُولُهُ )) [ متفق عليه ]

    "Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’yı aşırı bir şekilde övdükleri gibi beni övmeyin.Ben ancak bir kulum ve (benim için) Allah’ın kulu ve elçisidir, deyin."[4]

    Düğün ve başka mevlidlerde Allah’ın; Muhammed’i kendi nurundan, bütün eşyayı da onun nurundan yarattığını zikretmektedir. Oysa ki, bunları şu âyetler yalanlamaktadır:

    ﮋ ﰄ ﰅ ﰆ ﰇ ﰈ ﰉ ﰊ ﰋ ﰌ ﰍ ﰎﰏ ﰐ ﰑ ﰒ ﰓ ﰔ ﰕ ﰖ ﰗ ﰘ ﰙ ﰚ ﰛ ﰜ ﰝ ﮊ [ سورة الكهف الآية: ١١٠ ]

    "(Rasûlüm!) De ki: Ben ancak sizin gibi bir beşerim, bana vahyedildi ki, sizin ilahınız tek bir ilahtır.Her kim,(azabından korkmak ve sevabını ümit etmek sûretiyle) Rabbine kavuşmayı arzu ederse, sâlih amel işlesin ve ibâdette Rabbine hiç kimseyi ortak koşmasın."[5]

    Bilinen şu ki: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir ana-babadan yaratılmış olup Allah Teâlâ'nın vahyi ile şereflenmiş bir kuldur.

    Ayrıca mevlid kitaplarında bütün âlem Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hatırı için yaratıldığı zikredilmektedir. Oysa Kur’an bu iddiayı şu âyeti ile yalanlamaktadır:

    ﮋ ﭳ ﭴ ﭵ ﭶ ﭷ ﭸ ﭹ ﮊ [ سورة الذاريات الآية: ٥٦ ]

    "Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım."[6]

    Başka bir âyette şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮐ ﮑ ﮒ ﮓ ﮔ ﮕ ﮊ [ سورة الأنبياء الآية: ١٠٧]

    "(Rasûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik."[7]

    Bu Kur’anî haber, kâinatın, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- için değil, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in kâinat için yaratıldığını açıkça beyan etmektedir.

    Hrıstiyanlar, Mesih’in doğum gününü bayram olarak kutlarlar.Müslümanların da Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in veya bazı şahısların doğum günlerini kutlamaları, hrıstiyanlardan esinlenen bir bid’at’tır. Oysa Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ.)) [ رواه أبو داود وأحمد ]

    "Her kim, bir topluluğa (kavme) benzerse (onların giyindiği gibi giyinirse, gittiği yolda giderse ve onların işlediği fiilleri işlerse, günah ve sevap bakımından) o da onlardandır."[8]

    Çoğu kez mevlidlerde kadın-erkek karışık şekil bulunurlar ki, bu ayrıca İslâm'ın haram kıldığı bir davranıştır.

    Ayrıca mevlid günlerinde yüzbinlerce paralarla satın alınan rengarenk kağıtlar, kandiller biraz sonra yerlere atılarak ithal edildikleri kâfir ülkelere para kazandırmaktan başka hiç bir faydası yoktur. Oysa Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, boş yere malın harcanmasını yasaklamıştır.

    Böylesi merasimlerde süslenme, yemek hazırlama ile geçirilen vakitler çoğu zaman namazın terkine bile sebep olmaktadır.

    Mevlidin sonunda Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in huzura geldiği inancıyla ayağa kalkarlar ki, bu da uydurulmuş yalandan başka bir şey değildir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﮱ ﯓ ﯔ ﯕ ﯖﯗ ﯘﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢ ﯣ ﯤ ﯥ ﮊ [ سورة المؤمنون الآية: ١٠٠ ]

    "Belki yapmadan bıraktığımı tamamlar ve salih amel işlerim. Hayır, bu söylediği, sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında onları geriye dönmekten alıkoyan bir berzah (dünya ile âhiret arasındaki engel) vardır."[9]

    Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Sahâbenin yanında Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den daha sevimli hiç kim kimse yoktu. Buna rağmen sahâbe, onu gördükleri zaman hoşlanmayacağını bildikleri için Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e kıyam etmezlerdi."[10]

    Bazı kimseler şöyle diyebilirler:

    "Bizler, Mevlidde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatını okuyoruz. Bu suç mudur?"

    Gerçek şu ki, onlar Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatına ters düşen yalan ve iftiralar kabilinden şeyler okumaktadırlar. Hem onun hayatı, senede bir defa değil de, her zaman okunmalıdır.Ayrıca Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğduğu Rabiül-Evvel ayı, aynı zamanda onun vefât ettiği aydır.Dolayısıyla sevinç ayı olmaktan çok, üzüntü ayı olmalıdır. Fakat gerçek şu ki, İslâm'da bir kimsenin doğumunu kutlama veya ölümü için mâtem töreni düzenleme diye bir şey yoktur.Bu ancak, Hristiyanların geleneklerindendir.

    Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gecesini kutlayanlar çoğu kez gece yarısına kadar uykusuz kalmakta, ya sabah namazını terk etmekteler, ya da en azından sabah namazını cemaatla kılmayı kaçırmaktadırlar.

    İnsanların çoğunun mevlid merasimine önem vermesi, onun meşrû olduğu anlamını ifâde etmez. Çünkü İslâm bir demokrasi dîni değil ki, çoğunluk neredeyse, hak da orada olsun.Bütün insanlar hakka karşı çıkmış olsa, onu benimseyen tek bir kimse bulunmasa bile hak yine haktır ve gerçek olan odur.

    Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﮋ ﯙ ﯚ ﯛ ﯜ ﯝ ﯞ ﯟ ﯠ ﯡ ﯢﯣ ﯤ ﯥ ﯦ ﯧ ﯨ ﯩ ﯪ ﯫ ﯬ ﮊ [ سورة الأنعام الآية: ١١٦ ]

    "Eğer sen, yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar.Onlar, ancak zanna uyarlar ve yalnız yalan söyleyip dururlar."[11]

    Huzeyfe -Allah ondan râzı olsun- der ki:

    "İnsanlar onu güzel görse de, bütün bid’atlar sapıklıktır."

    Hasan el Basrî -Allah ona rahmet etsın- der ki:

    "Daha öncekiler arasında sünnet ehli azınlıkta idi, gelecekte de azınlıkta kalacaktır. Zira onlar nimet bolluğu zenginlik içinde şımarmış olanların arasına katılmadılar.Dîn adına ibâdet uyduran bid’atçıların, bid’atlarına iştirak etmediler. Rableriyle karşılaşıncaya kadar İslâm sünnetleri üzerinde hayatlarına devam etmeye sabrettiler.Ey müslümanlar sizler de öyle olun."

    [1] Neml Sûresi: 62

    [2] Cin Sûresi: 21

    [3] Tirmizî; hadis hasendir.

    [4] Buhârî ve Müslim

    [5] Kehf Sûresi:110

    [6] Zâriyât Sûresi: 56

    [7] Enbiyâ Sûresi: 107

    [8] Ebu Davud ve Ahmed

    [9] Mü'minûn Sûresi: 100

    [10] Ahmed ve Tirmizî, hadis sahihtir.

    [11] En'am Sûresi: 116