×
Örneğin Suudi Arabistan gibi, İslâm ülkelerinden birisinde Ramazan ayının girdiği sâbit olur ve bu da ilan edilir, fakat benim ikâmet ettiğim ülkede Ramazan ayının girdiği ilan edilmezse, hüküm ne olur? Hilalin sadece Suudi Arabistan’da görüldüğü sâbit olmasıyla oruca başlayacak mıyız? Yoksa bulunduğumuz ülkede Ramazan ayının girdiği ilan edildiği zaman o ülke halkıyla oruca başlayıp onlarla birlikte mi bayram yapmalıyız? Aynı şekilde iki ülkede Şevval ayının girmesi yani bayram günü farklı olduğu zaman hüküm ne olur?

    İKÂMET ETTİĞİ ÜLKEYLE BİRLİKTE ORUÇ TUTMAK

    الصوم مع الدولة التي تقيم فيها

    باللغة التركية

    Abdulaziz b. Baz

    اسم المؤلف

    عبد العزيز بن باز

    —™

    Çeviren

    Muhammed Şahin

    ترجمة

    محمد شاهين

    Gözden Geçiren

    Ali Rıza Şahin

    مراجعة

    علي رضا شاهين

    Soru:

    Örneğin Suudi Arabistan gibi, İslâm ülkelerinden birisinde Ramazan ayının girdiği sâbit olur ve bu da ilan edilir, fakat benim ikâmet ettiğim ülkede Ramazan ayının girdiği ilan edilmezse, hüküm ne olur? Hilalin sadece Suudi Arabistan’da görüldüğü sâbit olmasıyla oruca başlayacak mıyız? Yoksa bulunduğumuz ülkede Ramazan ayının girdiği ilan edildiği zaman o ülke halkıyla oruca başlayıp onlarla birlikte mi bayram yapmalıyız?

    Aynı şekilde iki ülkede Şevval ayının girmesi yani bayram günü farklı olduğu zaman hüküm ne olur?

    Cevap:

    Bir müslümanın, ikâmet ettiği ülke halkıyla birlikte oruç tutması ve onlarla birlikte bayram yapması gerekir. Çünkü Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( اَلصَّوْمُ يَوْمَ تَصُومُونَ، وَالْفِطْرُ يَوْمَ تُفْطِرُونَ، وَاْلأَضْحَى يَوْمَ تُضَحُّونَ.))

    [ رواه أبو داود والترمذي]

    "Oruç, birlikte oruç tuttuğunuz, bayram, birlikte bayram ettiğiniz ve kurban da birlikte kurban kestiğiniz gündedir."[1]

    Başarı Allah’tandır. [2]

    & & & & & &

    [1] Ebu Dâvûd, hadis no: 2324, Tirmizî, hadis no: 697. Ebu Davud ceyyid bir senetle rivayet etmiştir. Ebu Davuda ve diğer hadis kitaplarında bunu destekleyen başka rivâyetler de vardır.

    [2] "Mecmû' Fetâvâ Abdulaziz b. Baz", c: 3, s: 157