İlmin Fazîleti
Bu materyal .... diline çevrilmiştir.
Kategoriler
Full Description
İLMİN FAZÎLETİ
] Türkçe – Turkish – تركي [
Râşid b. Hüseyin el-Abdulkerim
Terceme : Muhammed Şahin
Tetkik : Ali Rıza Şahin
2011 - 1432
﴿ فضل العلم ﴾
« باللغة التركية »
راشد بن حسين العبد الكريم
ترجمة: محمد مسلم شاهين
مراجعة: علي رضا شاهين
2011 - 1432
Allah Teâlâ buyurdu ki:
ﮋ... ﯳ ﯴ ﯵ ﯶ ﯷ ﯸ ﯹ ﯺ...ﮊ [سورة الزمر من الآية :9]
"(Ey Nebi!) De ki: Hiç (Rableri ve hak dînlerini) bilenlerle, (bunları) bilmeyenler bir olur mu?"[1]
Yine buyurdu ki:
ﮋ... ﰈ ﰉ ﰊ ﰋ ﰌ ﰍ ﰎ ﰏ ﰐﰑ ...ﮊ
[سورة المجادلة من الآية :11]
"Allah, sizden (samimi olarak) îmân edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin (ecirde) derecelerini yüceltsin."[2]
Yine buyurdu ki:
ﮋ... ﭠ ﭡ ﭢ ﭣ ﭤ ﮊ [سورة طه من الآية :114]
"(Ey Nebi!) De ki: Rabbim! Benim ilmimi arttır." [3]
وَعَنْ مُعاَوِيَةَ I قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ H: (( مَنْ يُرِدِ اللهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فيِ الدِّينِ.)) [ متفق عليه ]
Muâviye’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
"Allah kimin hakkında iyilik dilerse, onu dînde bilgili kılar."[4]
عَنْ أَبيِ الدَّرْداَءِ I قاَلَ: سَمِعْتُ رَسوُلَ اللهِ H يَقُولُ: (( مَنْ سَلَكَ سَبيِلاً يَبْتَغيِ بِهِ عِلْمـاً سَهَّلَ اللهُ لَهُ طَريِقاً إِلىَ الْـجَنَّةِ، وَإِنَّ الْـمَلاَئِكَةَ لَتَضَعَ أَجْنِحَتَهاَ لِطاَلِبِ الْعِلْمِ بِمـاَ يَصْنَعُ، وَإِنَّ الْعاَلِمَ لَيَسْتَغْفِرُ لَهُ كُلُّ شَيْءٍ حَتىَّ الْـحِيتاَنُ فيِ الْـمَـاءِ، وَفَضْلُ الْعاَلِمِ عَلىَ الْعاَبِدِ كَفَضْلِ الْقَمَرِ عَلىَ سَائِرِ الْكَواَكِبِ وَإِنَّ الْعُلَمـاَءَ وَرَثَةُ اْلأَنْبِياَءِ، وَإِنَّ اْلأَنْبِياَءَ لَمْ يُوَرِّثوُا دِينَاراً وَلاَ دِرْهَماً، وَإِنَّمَـا وَرَّثوُا الْعِلْمَ فَمَنْ أَخَذَهاَ أَخَذَ بِحَظٍّ وَافِرٍ.))
[ أخرجه أبو داود والترمذي وصححه الألباني في صحيح الجامع ]
Ebu Derdâ’dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’i şöyle derken işittim:
- Kim, (dînî) ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah Teâlâ o ilim sebebiyle cennete giden yolu ona kolaylaştırır. Melekler, yaptıklarından râzı oldukları için (dînî) ilim öğrenen kimseye, (rahmet) kanatlarını gererler (meclislerinde hazır bulunurlar). Şüphesiz ki her şey, hatta sudaki balıklar bile (Allah'tan bağışlanması için) âlim için istiğfarda bulunurlar. Âlimin, âbide (ibâdet edene) üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir.Âlimler, nebilerin vârisleridir. Nebiler ise ilimden başka, ne bir dinar, ne de bir dirhem mîras bırakmışlardır. O (nebilik mîrası olan) ilimden alan kimse, büyük bir nasip almış olur."[5]
عَنْ أَبيِ هُرَيْرَةَ Iأَنَّ رَسُولَ اللهِ H قاَلَ: (( إِذاَ ماَتَ اْلإِنْساَنُ انْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إِلاَّ مِنْ ثَلاَثَةٍ: إِلاَّ مِنْ صَدَقَةٍ جاَرِيَةٍ، أَوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ، أَوْ وَلَدٍ صاَلِحٍ يَدْعوُ لَهُ.)) [ رواه مسلم ]
Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
"İnsan öldüğü zaman, amelinin sevabı kesilir. Ancak (hayrın devamlı olması ve faydasının kesilmemesi sebebiyle) şu üç şeyin sevabı kesilmez: Sadaka-i Câriye (müslümanların yararlanması için bir şeyi Allah rızâsı için vakfetmek gibi), faydalı ilim (insanlara Allah rızâsı için dînî ilimleri öğretmek veya bunun için kitap yazmak gibi), kendisine duâ eden hayırlı evlât (insan vefat ettikten sonra arkasında kendisine rahmet ve mağfiretle duâ eden birisini bıraktığı zaman, o evlâdın duâsı, yabancı bir kimsenin duâsından daha çok kabûle şayandır)."[6]
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI:
Şer'î ilmin, dîndeki yeri çok büyüktür. Allah Teâlâ müslümanları dînî ilmi öğrenmeye teşvik ederek onlardan bunu istemiş ve ilim ehlini, başkalarından üstün tutmuştur.İlim öğrenip Allah'ı gereği gibi tanımak, emir ve yasaklarını bilmek ve dîni ayakta tutmak gibi sebeplerden dolayı, Allah Teâlâ ilim öğrenmeyi kendisinin rızâsına yaklaştıran en fazîletli amellerden ve cennete girmenin en büyük sebeplerinden birisi kılmıştır.Bunun içindir ki âlimler, nebilerin vârisleridir. Dolayısıyla dînî ilmi insanlara mîras olarak bırakan nebilerdir. Nebilerin mîrası olan bu ilmi alan, onlara vâris olur. Allah Teâlâ bir kula iyilik dilerse, ona dîninin emirlerini öğrenmenin yollarını kolaylaştırır.
KONUDAN ÇIKARILAN SONUÇLAR:
1. İlmin ve âlimlerin fazîleti büyüktür.Öyle ki âlimler, nebilerin vârisleri sayılmışlardır.
2.Şüphesiz ki dînde bilgili olmak,Allah Teâlâ’nın kuluna iyilik dilediğine delâlet eder.
3. Şüphesiz ki ilim öğrenmek, cennete girmenin sebeplerindendir.
4. Şüphesiz ki insanın mîras olarak bırakacağı en hayırlı şey, faydalı ilimdir. Çünkü faydalı ilmin sevabı, insanın ölümünden sonra da devam eder.
& & & & & &