×
Değerli âlim Abdullah b. Abdurrahman el-Cibrîn’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: Ramazan geceleri kılınan namazın terâvih diye adlandırılmasının hikmeti nedir? Teravih namazında selâm aralarında birkaç söz konuşulmasını veya nasihat edilmesini fazîletli bir iş olarak görüyor musunuz?

    RAMAZAN GECELERİ KILINAN NAMAZA TERÂVİH DENİLMESİNİN HİKMETİ

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Abdullah b. Abdurrahman el-Cibrîn

    Terceme: Muhammed Şahin

    Tetkik: Ali Rıza Şahin

    2011 - 1432

    ﴿ الحكمة في تسمية قيام رمضان بالتراويح ﴾

    « باللغة التركية »

    عبد الله بن عبد الرحمن الجبرين

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2011 - 1432

    Soru:

    Ramazan geceleri kılınan namazın terâvih diye adlandırılmasının hikmeti nedir?

    Teravih namazında selâm aralarında birkaç söz konuşulmasını veya nasihat edilmesini fazîletli bir iş olarak görüyor musunuz?

    Cevap:

    Hamd, yalnızca Allah'adır.

    "el-Menâhilu'l-Hisan"da el-A'rac'dan rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

    "İnsanların, Ramazan'da kâfirlere lânet ettikle-rine şâhit olduk. İmam sekiz rekatta Bakara sûresini okurdu.Bakara suresini oniki rekatta okuduğu zaman insanlar,imamı,namazı hafif kıldırmış olarak görürlerdi.

    Abdullah b. Ebi Bekr'den rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

    "Babamın şöyle dediğini duydum:

    -Bizler, Ramazan'da terâvih namazını bitirince sahur vaktinin geçeceği korkusuyla hizmetçileri yemek hazırlasınlar diye acele ettirirdik."

    es-Sâib b. Yezid'den rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

    "Ömer b. el-Hattab, Ubey b. Ka'b ve Temim ed-Dârî'ye -Allah onlardan râzı olsun-, Ramazan'da insanlara onbir rekat namaz kıldırmalarını emretti. İmam namazda âyet sayısı yüze yakın veya yüzden biraz fazla olan sûreleri okurdu.Öyle ki bizler, kıyamın (gece namazının) uzunluğundan dolayı bastonlara dayanırdık.Bundan dolayı ancak sabah namazına yakın bir zamanda namazı bitirebilirdik.

    İbn-i Mahmud, "Oruç Kitabı"nda şöyle demiştir:

    "İnsanlar kıyamın uzunluğundan dolayı baston-lara dayandıkları ve sabaha kadar namazdan ayrılmadıkları için dört rekatta bir dinleniyorlardı. Bu sebeple terâvih namazı diye isimlendirilmiştir."

    Halbuki insanlar günümüzde terâvih namazını hafifletmekte ve bir saatta hatta daha az bir sürede bitirmektedirler.Bundan dolayı bir yorgunluk ve zorluk hissetmedikleri için bu dinlenmeye gerek duymamak-tadırlar.Fakat bazı imamlar cemaatin dinlenmesi için terâvih namazının rekatları arasında kısa bir süre ara verirse veya durursa bunu bir öğüt veya hatırlatma veya faydalı bir kitabı okumakla veyahut da imamın namazda okuduğu âyetlerin tefsiriyle ya da insanlar çıkmasınlar veya bıkmasınlar diye birtakım hükümlerin hatırlatılmasıyla değerlendirmesi daha uygundur.

    Bu geceleri oyun ve eğlenceyle geçirip uykusuz kalanlara gelince, onların elde edecekleri hiçbir şey yoktur ve çalışmaları boşa gitmiştir.İnsanlar genellikle Ramazan geceleri boyunca uykusuz kalmayı alışkanlık haline getirdiler, geceleri uyumak yerine sabahları veya gündüzün başlangıcında ya da büyük bir kısmında uyudular. Bu geceleri zamanı öldürücü şeylerle geçirdiler, kulaklarını müzik ve eğlenceye açtılar, kışkırtıcı resimlere ve ahlaksız filmlere bakarak vakit öldürdüler.Bunun sonucunda günahlara meylet-tiler, alkol aldılar, nefisleri haram kılınmış şeylere yöneldi, şeytan ve nefsi emmareleri kendileriyle salih ameller arasına girdi ve onları mescitlerden ve bu mübarek ibâdeti cemaatle birlikte kılmaktan alıkoydu.

    Onların en hayırlısı, farzı kılıp kapıya koşan kimselerdir. Pek çokları en büyük farz olan namazı da terk etmekte ve bu haramları işledikleri, Allah'ın zikrinden ve kitabını okumaktan yüz çevirdikleri halde âilelerini taklit ederek oruçla Allah'a yaklaşmak istemektedirler. Bu apaçık bir hüsrandır.

    Bu durumu yalnızca Allah'a havale ederiz.[1]

    & & & & & &

    [1] İbn-i Cibrîn; "Oruçla İlgili Fetvâlar", s: 136