×
Bu broşür,Ci’râne’nin hakikati, Ci’râne mescidi, Ci’râne kuyusu, Ci’râne kabristanı ve bazı hacıların Ci’râne’yi ziyâret ederken içine düştükleri hatalardan bahsetmektedir.

    Cİ'RÂNE

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Heyet

    Terceme: Muhammed Şahin

    Tetkik: Ali Rıza Şahin

    2011 - 1432

    ﴿ الجعرانة ﴾

    « باللغة التركية »

    مجموعة من العلماء

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2011 - 1432

    Birincisi: Ci'râne

    Bu kelime, Arapçada "Ci'râne" ve "Ciirrâne" diye iki şekilde de okunur. Mekke ile Tâif arasında, Mekke'ye daha yakın olan ve hâlâ bu isimle bilinen bir yerdir. Burası "Hill"dendir (yani Harem sınırları dışındadır). Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Huneyn savaşının ganimetlerini burada taksim etmiştir. Burada "Ci'râne Mescidi" diye bilinen bir mescit bulunmaktadır. Ci'râne'nin Mescid-i Haram'a uzaklığı, yaklaşık 22 kilometredir.[1]

    İkincisi: Ci'râne Mescidi'nin Hakikati

    Hacılar ve ziyâretçiler, genellikle buradaki mescidi veya kuyuyu veyahut da kabristanı ziyâret etmekte-dirler. Her birinin hakikatini şöyle açıklayabiliriz:

    1. Ci'râne Mescidi

    Bu mescit, Tâif yolu tarafından Mekke-i Mükerreme'nin kuzey doğusuna düşer. Tâif yolundan 9.5,Mescid-i Haram'dan ise 22 kilometre uzaklıktadır. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Mekke'nin fethi yılında,Tâif gazvesinden dönerken,Zilkâde ayına 12 gün kala Çarşamba gecesi ihrama girerek umre yaptığı bu yerde yapılmıştır.Mescit, defalarca restore edilmiştir.

    Enes'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, Huneyn savaşının ganimetlerini taksim ettiği yer olan Ci'râne'den ihrama girerek umre yaptı."[2]

    Muharriş el-Ka'bî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

    "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Ci'râne'ye girince mescide geldi ve Allah'ın dilediği kadar namaz kıldı. Sonra ihrama girip bineğin üzerine bindi. Batn-ı Serif bölgesine yönelip Medine yoluna girdi. (Umresini gece yaptıktan sonra) Mekke'de gecelemiş olarak sabahladı." [3]

    2. Ci'râne Kuyusu

    Bu kuyunun suyunun çok tatlı olduğu söylen-mektedir. Rivâyet olunduğuna göre Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- suyun bulunduğu yeri mübârek elleriyle araştırıp bulmuş, bereketli mızrağını yere batırınca oradan su fışkırmış,daha sonra hem kendisi, hem de insanlar buradan su içmişlerdi. [4]

    Bu kuyu günümüzde kapalıdır. Kanalizasyon suyunun, kuyunun suyuna karışması ve insanın kullanmasına elverişli olmaması sebebiyle suyundan içilmemektedir. Nitekim Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda raporu bulunmaktadır.

    3. Ci'râne Kabristanı

    Burası, Ci'râne halkının kabristanıdır ve diğer kabristanlardan ayrı hiçbir hususiyeti yoktur. Bazı hacı ve ziyâretçilerin zannetikleri, Huneyn şehitlerinin burada gömülü bulunduklarına dâir bilgi, iki yönden doğru değildir:

    1.Kabristan, Huneyn savaşının meydana geldiği yere çok uzaktır.

    2. Vadide bulunmaktadır.

    Üçüncüsü: Bazı hacıların içine düştükleri bid'atlar ve yaptıkları hatalar

    Bazı hacılar, Ci'râne'de birçok bid'at ve hatalara düşmektedirler. Bunun da sebebi; bu yerin kutsal ve birtakım hususiyetinin olduğuna inanmalarıdır. Bunun bâtıl olduğu daha önce açıklanmıştı.

    Hacının bu bidat ve hatalara düşmekten sakınması için bunlardan bazılarına işâret edeceğiz:

    1. İbâdet amacıyla mescidi ziyâret etmek ve bu mescidin, diğer mescitlerden farklı birtakım hususiyetinin olduğuna inanmak.

    2. Bu mescitte kılınan namazın, diğer mescitlerden daha fazletli olduğuna inanmak.

    3. Mescidin yanında duâ etmeye çalışmak.

    4. Mescitte veya mescidin yanında toplu halde duâ etmek. Ne Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, ne ashâbı, ne de tâbiîn böyle birşey yapmıştır.

    5. Mescidin duvarlarına yazılar yazmak.

    6. Bereket getirmesi için kabristanın duvarlarına ve kapılarına el-yüz sürmek ve kabristanın toprağından almak.

    7. Birtakım bâtıl inançlardan dolayı kağıt parçalarının arasına yazılı mesajlar,para veya resim gibi şeyler koyarak bunları mescidin duvarları arasındaki boşluklara sıkıştırmak.

    8. Ölüleri aracılar kılmak, onlardan yardım dilemek ve onlardan şefaat istemek.

    9. Dînen emredilen âdâptan olduğunu zannederek kabirlerin önlerinde huşu ve sükûnet içerisinde durmak sûretiyle aşırıya gitmek. Bu davranış, kabirlerdeki ölüler hakkında haddi aşan aşırıya gitmektir ve kabirlerdeki ölüler sebebiyle şirke götüren sebeplerdendir.

    10. Bereket ummak ve şifâ bulmak amacıyla kabirlerden toprak alarak ona el-yüz sürmek veya ona başka maddeler karıştırmak.

    11. İhtiyaçları karşılamaları ve sıkıntıları gidermeleri için kabristandaki ölülere mektup gibi şeyler atmak.

    12. Yine bereket getirmesi için kabristanın duvarlarına, kapılarına ve kabristanın içindeki şeylere el-yüz sürmek.

    13. Ci'râne Mescidi'nin suyundan bereket ummak, şifâ bulmaya çalışmak ve bu suyun birtakım hususiyetelrinin olduğuna inanmak.Oysa bu suyun bir hususiyeti ve Ci'râne Kuyusu ile hiçbir bağlantısı yoktur. Çünkü daha önce de belirtildiği gibi Ci'râne Kuyusu kapalıdır.

    & & & & & &

    [1] Bkz: "Mu'cemu'l-Buldân",1/142. "Şifâu'l-Ğarâm bi Ahbari'l-Beledi'l-Haram", 1/466-469. el-Fâkihî; "Ahbar Mekke", 4/61. "el_Kâmûsu'l-Muhît", s: 343. İbn-i'l-Esîr; "en-Nihâye", 1/269. "Hidâyetu's-Sâlik", 3/1264. "Tarih Mekke el-Mukerreme", s: 105. "Mu'cemu'l-Emkine el-Vâride fî Sahîhi'l-Buhârî", s: 148-149

    [2] Buhârî; 3/1116, hadis no: 2901

    [3] Ebu Davud; 2/155, hadis no: 1998. Elbânî; "Hadis, sahihtir" demiştir.

    [4] el-Fâkihî; "Ahbar Mekke", 4/69. Takiyyudîn el-Mâlikî el-Fâsî; "Uddetu'l-İnâbe", s: 122