×
Değerli âlim Muhammed Salih el-Muneccid’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: " Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in doğum gününü (Mevlid-i Nebevî) kutlamak, çocukların doğum günlerini kutlamak, anneler gününü kutlamak, ağaç haftasını kutlamak ve millî günleri (kurtuluş bayramını) kutlamak gibi birtakım bayramları kutlamanın dînî hükmü nedir?"

 Bid'at olan bayramları kutlamanın hükmü

] Türkçe – Turkish – تركي [

İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi

Terceme : Muhammed Şahin

Tetkik : Ali Rıza Şahin

2014 - 1436

 ﴿ حكم الاحتفال بالأعياد المبتدعة ﴾

« باللغة التركية »

اللجنة الدائمة للبحوث العلمية والإفتاء

ترجمة: محمد مسلم شاهين

مراجعة: علي رضا شاهين

2014 - 1436

Soru:

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününü (Mevlid-i Nebevî) kutlamak, çocukların doğum günlerini kutlamak, anneler gününü kutlamak, ağaç haftasını kutlamak ve millî günleri (kurtuluş bayramını) kutlamak gibi birtakım bayramları kutlamanın dînî hükmü nedir?

Cevap:

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Birincisi:

Bayram; insanların, alışılagelmiş bir şekilde yılda veya ayda veyahut da haftada tekrar edip gelmesiyle belirli bir zamanda toplanma ve biraraya gelme anlamını ifâde eder.Bu sebeple bayram, birçok şeyi biraraya getirir ki, bunlardan bazıları şunlardır:

- Bayram, yılda bir defa tekrar eden Ramazan bayramı gibi, haftada bir defa tekrar eden Cuma günü gibi tekrar eden gündür.

- Bayram, o günde toplanılan ve biraraya gelinen gündür.

- Bayram,o günde birtakım ibâdetlerin ve amellerin yerine getirildiği gündür.

İkincisi:

Yukarıda saydığımız günlerden olup da o günde ibâdet etmek ve Allah Teâlâ'ya yakınlaşmak veya o günde sevap kazanmak amacını taşıyorsa veyahut da o günde kâfirlerden olan câhiliyet gruplarına benzemek amacını taşıyorsa,bu takdirde bu davranış, dîne sonradan yerleştirilen ve dînimizce yasaklanmış bir bid'at sayılır.

Bu davranış, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu emrine girmektedir:

(( مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ.))

[ متفق عليه ]

"Her kim, bu işimizde (dînimizde) onda olmayan bir şeyi ona ihdâs eder (açık veya gizli Kur'an ve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se, o ihdâs ettiği şey, reddolunmuştur (bâtıldır)."[1]

Buna örnek olarak şunları verebiliriz:

Mevlid-i Nebevî'yi kutlama işinde, Allah Teâlâ'nın izin vermediği bir ibâdeti dîne yerleştirme ve hristiyanlar gibi kâfir topluluklara benzeme sözkonusudur.

Anneler gününü kutlamak ile (kurtuluş bayramı gibi) millî günü kutlamakta ise,kâfirlere benzeme sözkonusu-dur.

Bu günlerden olup da ümmetin menfaati için onların işlerini düzene koyup kontrol altına almak,eğitim-öğretim yılını düzenleme ve memurların çalışma günlerini düzenleme gibi, temelinde Allah Teâlâ'ya yakınlaşma olmayan, ibâdet etmeye ve onları yüceltmeye iletmeyen günler olursa, bu takdirde bu günler, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözünü içermez:

(( مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ.))

[ متفق عليه ]

"Her kim, bu işimizde (dînimizde) onda olmayan bir şeyi ona ihdâs eder (açık veya gizli Kur'an ve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se, o ihdâs ettiği şey, reddolunmuştur (bâtıldır)."[2]

Bu günlerde herhangi bir sakınca yoktur, aksine bu günler, meşrû günlerdir.

Başarı, Allah Teâlâ'dandır.

Allah Teâlâ, Nebimiz Muhammed'e, âile halkına ve ashâbına salât ve selâm eylesin."[3]

& & & & & &

[1] Buhârî, hadis no: 2697. Müslim, hadis no: 1718

[2] Buhârî, hadis no: 2697. Müslim, hadis no: 1718

[3] İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları, c: 3, s: 5