×
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn\’in cevapladığı sorunun metni şöyledir: Hacca giden,sonra bundan engellenen kimseye ne gerekir?

    Hacca giden, sonra bundan engellenen kimseye ne gerekir?

    ] Türkçe – Turkish – تركي [

    Muhammed b. Salih el-Useymîn

    Terceme : Muhammed Şahin

    Tetkik : Ali Rıza Şahin

    2012 - 1433

    من قصد الحج ثم منع منه فماذا يلزمه؟

    « باللغة التركية »

    محمد بن صالح العثيمين

    ترجمة: محمد مسلم شاهين

    مراجعة: علي رضا شاهين

    2012 - 1433

    Soru:

    Hacca giden,sonra bundan engellenen kimseye ne gerekir?

    Cevap:

    İhrama girmediği zaman bu durumda ona bir şey gerekmez. Çünkü insan ihrama girmediği zaman, dilerse yoluna devam eder, dilerse âilesine geri döner. Ancak bu hac, farz olan bir hac ise onu hemen yapmaya çalışması gerekir. Fakat karşısına bir engel çıktığı zaman kendisine bir şey gerekmez. Fakat bu engel, ihrama girdikten sonra ortaya çıkarsa, eğer ihrama girerken:

    -Bir engelle karşılaşırsam, engelle karşılaştığım yer, ihramdan çıkma yerim olsun' diye şart koşarsa, ihramından çıkar ve kendisine bir şey gerekmez.

    Eğer böyle bir şart koşmamışsa ve yakın bir zamanda bu engelin ortadan kalkacağını umuyorsa, engel kalkıncaya kadar bekler, sonra haccı tamamlar. Engel, Arafat’ta vakfeden önce ortadan kalkarsa, Arafat vakfesini yapar ve haccını tamamlar. Engel, Arafat vakfesinden sonra ortadan kalkar da vakfe yapmazsa, haccı kaçırmış olur ve umre ihramından çıkar. Eğer haccı farz bir hac ise gelecek yıl kaza eder.Engelin yakın bir zamanda ortadan kalkacağını ümit etmiyorsa, ihramından çıkar ve şu âyetin genel hükmü gereği (ihrama girerken şart koşmadığı için) bir kurban keser:

    ﴿ وَأَتِمُّواْ ٱلۡحَجَّ وَٱلۡعُمۡرَةَ لِلَّهِۚ فَإِنۡ أُحۡصِرۡتُمۡ فَمَا ٱسۡتَيۡسَرَ مِنَ ٱلۡهَدۡيِۖ ... ﴾ [سورة البقرة من الآية: ١٩٦]

    "Hac ve umreyi tam olarak Allah için yapın. (Hac ve umre için ihrama girdikten sonra herhangi hac ve umreden bir engel ile) eğer engellenecek olursanız, kolayınıza gelen kurbanı kesin."[1]

    & & & & & &

    [1] Bakara Sûresi: 196