ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ
Kategoriler
Kaynaklar
Full Description
ALLAH'IN GÜZEL İSİMLERİ
﴿ أسماء الله الحسنى ﴾
] Türkçe – Turkish – تركي [
Terceme : Muhammed Şahin
Tetkik : Ümmü Nebil
2009 - 1430
﴿ أسماء الله الحسنى ﴾
« باللغة التركية »
ترجمة: محمد مسلم شاهين
مراجعة: أم نبيل
2009 - 1430
İsim | Anlamı |
Allah | Bütün kulları üzerinde ulûhiyet ve ubûdiyete sahip, kendisine boyun eğilen ve teslim olunan, rükû ve secde edilen, bütün ibâdet çeşitleri yalnızca kendisine sarfedilen ilah ve ma'buddur. |
er-Rahmân | Rahmeti, bütün yaratılanlara yetecek kadar geniş ve kapsamlı olduğuna delâlet eden isimdir.Bu isim, yalnızca Allah Teâlâ'ya hastır ve başkasına vermek câiz değildir. |
er-Rahîm | Dünya ve âhirette mü'minlere acıyan ve onları bağışlayandır.Nitekim onları kendisine ibâdet etmeye iletmiştir.Âhirette de cennete girdirerek onlara lütufta bulunacaktır. |
el-Afuvv | Günahı silen, bağışlayan ve cezayı hak ettiği halde kulunu cezalandırmayandır. |
el-Ğafûr | Günahkârın günahını örten, onu rezil etmeyen ve günahından dolayı onu cezalandırmayandır. |
el-Ğaffâr | Günah işledikten sonra bağışlanmayı dileyen kuluna Allah'ın mağfiretinin çok olduğuna delâlet eden isimdir. |
er-Raûf | Ra'fet kelimesinden gelmektedir ve rahmetten daha belîği ve daha çoktur. Ra'fet, dünyada bütün yaratılanlar için geneldir.Âhirette ise O'nun dostları olan mü'minlerin birbirleri içindir. |
el-Halîm | Kullarını cezalandırmaya gücü yettiği halde onları cezalandırmakta acele etmeyen, aksine istiğfarda bulundukları zaman onları affeden ve bağışlayandır. |
et-Tevvâb | Kullarından dilediklerini tevbe etmeye muvaffak kılan ve onların tevbesini kabul edendir. |
es-Sittîr | Kulunun kusur ve ayıbını örten, kulları arasında onu rezil etmeyendir. O, kulunun kendi kusur ve ayıbı ile başkasının kusur ve ayıbını örtmesinden hoşlanır. Aynı şekilde avretini örtmesinden de hoşlanır. |
el-Ğanî | Zâtı ve sıfatları kâmil olduğu için kullarından hiç birisine muhtaç olmayan, aksine bütün kulları kendisine, nimetlerine ve yardımına muhtaç olandır. |
el-Kerîm | Hayrı çok, lütuf ve ihsanı büyük olandır. Dilediği kimseye, -istesin veya istemesin- dilediği kadar ve dilediği şekilde veren, günahları affeden, kusur ve ayıpları örtendir. |
el-Ekrem | Son derece cömert olan ve bu konuda hiçbir benzeri olmayandır.Her türlü iyilik O'ndandır. Lütuf ve ihsanıyla mü'minleri mükafatlandırır, kendisinden yüz çevirenlere süre verir ve adâletiyle onları hesaba çeker. |
el-Vehhâb | Bağışı bol olan ve karşılıksız verendir. Hiçbir karşılık olmadan hibe eden ve kendisinden istenmeden nimetlendirendir. |
el-Cevâd | Kullarına bol veren ve onlara lütufta bulunandır.Cömertliğinden, lütuf ve ihsanından en büyük nasibi ise, kendisine îmân edenleredir. |
el-Vedûd | Dostlarını seven, onlara mağfiret ve nimetleriyle kendisini sevdiren, onlardan râzı olan, onların amellerini kabul eden ve yeryüzünde onların kabul görmelerini sağlayandır. |
el-Mu'tî | Hazinelerinden dilediği kuluna verendir.Lütuf ve bağışından en büyük nasibi, kendi dostları içindir.O, her şeye, yaratılış ve şekil verendir. |
el-Vâsi' | Sıfatları geniş olandır.O'na olan övgüleri hiç kimse sayamaz. Azamet ve mülkü, mağfiret ve rahmeti, lütuf ve ihsanı pek geniştir. |
el-Muhsin | Zâtı, isimleri, sıfatları ve fiilleri mükemmel güzelliktedir.Her şeyi en güzel şekilde yaratan ve kullarına iyilikte bulunandır. |
er-Râzık | Bütün yaratılanlara rızık veren, âlemleri yaratmadan önce onların rızıklarını takdir eden ve belirli bir süreye kadar rızıklarını tamamlayacağını üstlenendir. |
er-Rezzâk | Kullarına bol bol rızık verdiğine delâlet eden isimdir.Kendisinden istemeden kullarına rızık verir.Hatta kendisine isyan etmelerine karşı yine de onlara verir. |
el-Latîf | Her şeyi, en ince ayrıntısına kadar bilendir.Hiçbir şey O'ndan gizli-saklı kalmaz.İyilik ve faydayı, hiç hesaplamadıkları yerlerden kullarına gizlice ulaştırır. |
el-Habîr | Her şeyin görünen yönlerini ilmiyle kuşattığı gibi, görünmeyen yönlerini de ilmiyle kuşatandır. |
el-Fettâh | Mülkü, rahmeti ve rızkının hazinelerini, hikmeti ve ilmi gereğince, dilediği gibi açandır. |
el-Alîm | Görünen ve görünmeyeni, gizli ve açığı, geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği ilmiyle kuşatandır. Hiçbir şey O'na gizli-saklı kalmaz. |
el-Berr | Kullarına bol bol lütuf ve ihsanda bulunandır.Bahşettiği nimetleri hiç kimse sayamaz.O, sözünde sâdıktır. Kulunun günahını bağışlar, ona yardım eder, onu korur ve kulu az verse bile onu kabul eder ve onu bereketlendirir. |
el-Hakîm | Her şeyi yerli yerine koyandır. O'nun idâresine hiçbir aksaklık ve yanlışlık girmez. |
el-Hakem | Kulları arasında adâletle hükmedendir. Onlardan hiç birisine zulmetmez. İnsanlar arasında hakem olması için Azîz Kitab'ını indiren O'dur. |
eş-Şâkir | Kendisine itaat edeni metheder ve ona övgüde bulunur.Yapılan amel az bile olsa karşılığını verir. Şükrüne karşılık nimetlerini dünyada onlara arttıran ve âhirette ecrini verendir. |
eş-Şekûr | O'nun nezdinde kulların az olan amelleri artar.Kullarının amellerinin karşılığını kat kat verir. Allah'ın kuluna olan şükrü, kulunun şükrüne karşılık onu mükafalandırması ve tâatini kabul etmesidir. |
el-Cemîl | Zâtı, isimleri, sıfatları ve fiillerinde mutlak güzel olandır.Kullarındaki bütün güzellikler, O'ndandır. |
el-Mecîd | Göklerde ve yerde bulunan her türlü övünç, cömertlik, izzet ve yücelik, yalnızca O'nundur. |
el-Velî | Kullarının bütün işlerine bakan ve mülkünü idâre edendir. Dostlarının yardımcısıdır. |
el-Hamîd | İsimleri, sıfatları ve fiillerinde övülendir.Bollukta ve darlıkta, kendisine hamd edilendir. Tartışmasız hamd ve senâya hak sahibi olandır. Çünkü O, bütün kemâl sıfatlara sahiptir. |
el-Mevlâ | O, Rab, melik, efendi ve dostlarına yardım edendir. |
en-Nasîr | Dilediği kimseyi yardımıyla teyid edendir.O'nun yardım ettiğine hiç kimse üstün gelemez, yardımsız ve yüzüstü bıraktığı kimseye de hiç kimse yardım edemez. |
es-Semî' | Sır ve fısıltılar ile aşikâr, hatta ne kadar kısık veya yüksek sesle olursa olsun, her şeyi işitmesiyle kuşatan ve duâ edenin duâsına icâbet edendir. |
el-Basîr | Görünen ve görünmeyen âlemde, gizli veya açık olsun, bütün varlıkları görmesiyle kuşatandır. |
eş-Şehîd | Kulları üzerinde gözetici olandır.Nefsine vahdaniyet, kıyam ve adâlet gibi sıfatlarla şâhitlik etmiştir. Kendisini birledikleri, elçilerine ve meleklerine îmân ettikleri zaman mü'minlerin doğru olduklarına şâhitlik etmiştir. |
er-Rakîb | Kullarına muttali olan ve onların amellerini sayandır.Bakanın bakışı ile aklından geçirenin aklından geçirdiği şey, O'ndan asla kaçmaz, |
er-Rafîk | Fiillerinde çok yumuşak olandır.Yaratma ve emrinde ağır ve temkinli davranır.Kullarına yumuşak davranır, güç yetiremeyecekleri şeyleri onlara yüklemez.O, yumuşak davranan kulunu sever. |
el-Karîb | İlmi ve kudretiyle bütün kullarına, lütfu ve yardımıyla da mü'min kullarına yakındır. Bununla beraber O, arşının üzerindedir. O'nun zâtı, yarattıklarına karışmaz. |
el-Mucîb | İlmi ve hikmeti gereği duâ edenlerin duâlarına ve isteyenlerin isteklerine icâbet edendir. |
el-Mukît | Kullarının azıkları ile rızıklarını yaratan ve bunları kullarına ulaştırmayı üstlenendir.Kullarının rızıklarını ve amellerini noksansız koruyan ve gözetendir. |
el-Hasîb | Kullarınının dînî ve dünyevî bütün işlerine yetendir.O'nun kifâyetinden en büyük nasip, mü'min kullarınadır.Kullarının dünyada yaptıklarını hesaplayandır. |
el-Mu'min | Elçileri (peygamberleri) tasdik eden, onlara tâbi olanları (îmânlarında) sâdık olduklarına şâhitlik eden, peygamberlerin getirdiklerini (mucizeleri) tasdik edendir.Dünya ve âhirette her emniyet ve güveni verendir.Kıyâmet gününde kendisine îmân edenlere zulüm veya azap etmekten veyahut da onları korkutmaktan emîn kılandır. |
el-Mennân | Kullarına bol bol veren, büyük nimetler bahşeden ve onlara çokça ihsanda bulunandır. |
et-Tayyib | Her türlü ayıp ve noksanlıklardan uzak ve temiz olandır.Güzellik ve mutlak kemâliyet yalnızca O'nundur.Kullarına iyiliği pek çoktur.Amellerden ve sadakalardan ancak temiz ve helal olanları ile yalnızca kendisi için yapılanları kabul eder. |
eş-Şâfî | Kalpleri ve bedenleri hastalıklarından şifâya kavuşturandır.Kullarının elinde, Allah'ın onlara kolay kıldığı ilaçlardan başka ilaç yoktur.Şifâ ise, yalnızca O'nun elindedir. |
el-Hafîz | Lütuf ve ihsanıyla mü'min kullarını ve onların amellerini, kudretiyle de bütün yarattıklarını koruyan ve gözetendir. |
el-Vekîl | Âlemleri yaratma ve işlerini idâre etmeyi üstlenendir.Kullarını yoktan yaratma ve onlara yardım etmede yalnızca kendisine güvenilendir.Bir işe başlamadan önce onu kendisine havâle eden ve o işi yaparken kendisinden yardım isteyen, onları muvaffak kılınca da kendisine hamdederek şükreden ve imtihan ettikten sonra O'nun taksim ettiğine rızâ gösteren mü'minlerin vekilidir. |
el-Hallâk | Allah Teâlâ'nın çok yarattığına delâlet eden bir isimdir.O, yaratmaya ve bu büyük vasıf üzere olmaya devam edecektir. |
el-Hâlık | Daha önce hiçbir benzeri olmaksızın bütün varlıkları yoktan yaratandır. |
el-Bârî | Mahlukâtı yoktan var eden, onları takdir edip karar kılan ve onları vücuda getirendir. |
el-Musavvir | Kullarını,hikmeti, ilmi ve rahmeti gereği,seçmiş olduğu şekil üzere yaratandır. |
er-Rab | Nimetleriyle kullarını terbiye eden ve onları yavaş yavaş yetiştirendir. Dostlarının kalplerini ıslah edecek şeylerle terbiye edendir.O, yaratan, mâlik ve efendidir. |
el-Azîm | Zâtı, isimleri ve sıfatlarında mutlak azamet sahibi O'dur.Bunun için bütün kulların, O'na tazim göstermeleri, O'nu, O'nun emir ve yasaklarını yüceltmeleri gerekir. |
el-Kâhir | Kullarına boyun eğdiren, yarattıklarını kendisine ibâdet etmelerini sağlayan, onların üzerinde hâkim olan, bütün boyunları ve yüzleri kendisine bağ eğdirendir. |
el-Kahhâr | el-Kâhir sıfatının mübalağasıdır. |
el-Muheymin | Her şeyi koruyan ve gözetleyen, ona şâhitlik eden ve onu kuşatandır. |
el-Azîz | İzzet kelimesinin ifâde ettiği bütün anlamlar O'na aittir. Güç ve kuvvet O'nundur. Hiç kimse O'na gâlip gelemez. O'nun hiç kimseye ihtiyacı yoktur. O'nun izni olmadan hiç bir şey yerinden hareket edemez. |
el-Cebbâr | Emri derhal yerine getirilen irâde sahibidir.Bütün mahlukat, O'nun emrine ve azametine boyun eğmiş, O'nun hükmüne teslim olmuştur.Kırık kalpleri onaran, fakiri zengin kılan, zoru kolaya çeviren, hasta ve yaralıyı iyileştirendir. |
el-Mutekebbir | Her türlü noksanlıklardan uzak ve kullarına zulmetmekten yüce en büyüktür.Zâlim kullarını kahredendir. Kibriyâ sıfatıyla vasfolunandır.Kim bu konuda O'nunla tartışırsa, onu mahveder ve ona azap eder. |
el-Kebîr | Zâtı, sıfatları ve fiillerinde büyüktür. O'ndan daha büyük hiç kimse yoktur. Aksine O'nun dışındaki her şey, O'nun celâli ve azameti önünde küçüktür. |
el-Hayiyy | Vechinin celâline ve hükmünün büyüklüğüne yaraşan hayâ, yalnızca O'nundur.Allah'ın hayâsı, kerem, iyilik, cömertlik ve celâl hayâsıdır. |
el-Hayy | Sürekli kâmil hayat ile başı ve sonu olmayan bekâ yalnızca O'nundur.Hâli hazırda olan her hayat, yalnızca O'ndandır. |
el-Kayyûm | Her şeyi tek başına idâre eden, bütün kullarından müstağnî olan, göklerde ve yerde olan her şeyi ikâme edendir.(Göklerde ve yerde olan her şey), O'na muhtaçtır. |
el-Vâris | Yaratılanların hepsi yok olduktan sonra bâki olan yalnızca O'dur. Sahipleri yok olduktan sonra her şey O'na dönecektir. Elimizde bulunan her şey, emânettir ve bir gün sahibine geri dönecektir. |
ed-Deyyân | Yaratılanların kendisine teslim olan ve boyun eğen, kullarına, yaptıklarının karşılığını verendir.Eğer iyilik ise, karşılığında kat kat ecir verir.Kötülük ise, karşılığında onu cezâlandırır veya onu affeder. |
el-Melik | Emretme, yasaklama ve üstünlük O'na aittir.Emri ve fiili ile kullarında tasarruf hakkına sahip olandır. Mülkünü idâre veya muhafaza etmesinde O'nun üzerinde hiç kimsenin üstünlüğü yoktur. |
el-Mâlik | Mülkün asıl ve yegâne sahibidir. Mülk, kullarını yarattığından beri O'na âittir. Mülk, O'ndan başkasının olmamıştır.Kulların yok olup son bulacağı zaman da mülk O'na aittir. |
el-Melîk | Mutlak mülk sıfatına delâlet eden isimdir. el-Melik isminden daha beliğdir. |
es-Subbûh | Her türlü kusur ve noksanlıktan münezzeh olandır.Çünkü kemâl sıfatlar ve mutlak güzellik, O'na aittir. |
el-Kuddûs | Her türlü kusur ve noksanlıktan münezzeh ve temiz olandır.Çünkü O, mutlak kemâl sıfatlarda tektir. Bu sebeple O'na benzerler icat etmeyin. |
es-Selâm | Zâtı, sıfatları, isimleri ve fiillerinde her türlü kusur ve noksanlıktan selâmette olandır.Dünya ve âhiretteki her selâmet, O'ndandır. |
el-Hakk | Ne kendisinde, ne isim ve sıfatlarında, ne de ulûhiyetinde şek ve şüphe olandır. O, hakkıyla ibâdete lâyık ma'buddur. O'nun dışında ibâdete lâyık hiçbir ma'bud yoktur. |
el-Mubîn | Vahdâniyyeti, hikmeti ve rahmetindeki emri açık olandır.Uysunlar diye dosdoğru yolu ve sakınsınlar diye de sapıklık yollarını kullarına açıklayandır. |
el-Kavîyy | Tam irâde ile birlikte mutlak kudret sahibi olandır. |
el-Metîn | O, kuvvet ve kudretinde çetin olandır. Fiillerinde, kendisine ne bir meşakkat, ne bir külfet, ne de bir yorgunluk ulaşır. |
el-Kâdir | O, her şeye gücü yetendir. Yerde ve gökte hiçbir şey O'nu âciz bırakamaz. O, her şeyi takdir edendir. |
el-Kadîr | el-Kadîr, el-Kâdir anlamınadır. Fakat el-Kadîr, Allah Teâlâ'yı övgüde daha beliğdir. |
el-Muktedir | Allah'ın ezelî ilminde geldiği üzere takdir ettiği şeyleri uygulama ve onları yaratmada Allah Teâlâ'nın kudretinin büyüklüğüne delâlet eden isimdir. |
el-Aliyy | Şânı, üstünlüğü ve zâtı yüce olandır.Her şey, O'nun gücü ve hükümranlığı altındadır.O'nun üzerinde hiçbir şey yoktur. |
el-A'lâ | |
el-Muteâl | Yüceliği önünde her şey zelîl olandır.O'nun üstünde hiçbir şey yoktur. Aksine her şey O'nun altındadır. O'nun gücü ve hükümranlığı altındadır. |
el-Mukaddim | İrâdesi ve hikmeti gereği her şeyi öne alıp yerine koyandır.İlmi ve ihsanı gereği kimi yarattığını öne alandır. |
el-Muahhir | Hikmeti gereği her şeyi hak ettği yerine indiren, dilediğini öne alan ve dilediğini geriye alandır. Kulları tevbe eder ve kendisine döner ümidiyle azabı onlardan geciktirendir. |
el-Muse'irr | Her şeyin kıymetini, makamını ve tesirini arttıran veya azaltandır.Hikmeti ve ilmi gereği eşyaları pahalı veya ucuz kılandır. |
el-Kâbid | Ruhları kabzedendir (çekip alandır).Hikmeti ve kudreti gereği, imtihan etmek için dilediği kullarından rızıkları kısıtlayandır (kesendir). |
el-Bâsit | Cömertliği ve rahmetiyle rızkı kullarına geniş kılandır.Hikmeti gereği rızkıyla kullarını imtihan eder ve günah işleyene tevbe etmesi için ellerini uzatır. |
el-Evvel | Kendisinden önce hiçbir şey olmayandır.Aksine bütün mahlukat, O'nun yaratmasıyla meydana gelmiştir. O'na gelince, O'nun varlığının başlangıcı yoktur. |
el-Âhir | Kendisinden sonra hiçbir şey olmayandır.O, Bâkî'dir.Yeryüzünde bulunan her şey ise, fânîdir (yok olacaktır). Sonra onların dönüşü, O'nadır.O'nun varlığının sonu yoktur. |
ez-Zâhir | Her şeyin üzerinde olandır. Kendisinden daha yüksek hiçbir şey yoktur.O, her şeye hükümrandır ve O, her şeyi kuşatmıştır. |
el-Bâtin | O'ndan öte hiçbir şey yoktur.O yakındır, kuşatandır ve dünyada kullarının gözlerinden gizlenendir. |
el-Vitr | Ortağı olmayan birdir ve benzeri olmayan tektir. |
es-Seyyid | Kulları üzerinde mutlak efendilik O'na aittir.O, kullarının mâliki ve efendisidir.Onlar, O'nun yarattıkları ve kullarıdır. |
es-Samed | Efendiliğinde kâmil olan efendidir.O'na büyük ihtiyaç duydukları için bütün yarattıkları, ihtiyaçlarında O'na yönelirler.Yedirip doyuran, fakat kendisi yedirilip doyurulmayandır. |
el-Vâhid | Bütün mükemmeliklerle mutlak bir ve tek olan, kendisine hiçbir ortak olmayandır.O'nun benzeri hiçbir şey yoktur.İşte bu, O'nu ibâdette birlemeyi gerektirir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. |
el-Ehad | |
el-İlâh | Hakkıyla ibâdete lâyık olan ma'bud (ilah) yalnızca O'dur. |